بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأُزۡلِفَتِ ٱلۡجَنَّةُ لِلۡمُتَّقِينَ ٩٠

Cennet de takva sahiblerine yaklaştırılmıştır.

– Ali Fikri Yavuz

وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِلۡغَاوِينَ ٩١

Cehennem ise azgınlara apaçık gösterilmiştir.

– Ali Fikri Yavuz

وَقِيلَ لَهُمۡ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ ٩٢

(92-93) Ve onlara: Allah’dan başka taptıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte...

– Ali Fikri Yavuz

مِن دُونِ ٱللَّهِ هَلۡ يَنصُرُونَكُمۡ أَوۡ يَنتَصِرُونَ ٩٣

(92-93) Ve onlara: Allah’dan başka taptıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte...

– Ali Fikri Yavuz

فَكُبۡكِبُواْ فِيهَا هُمۡ وَٱلۡغَاوُۥنَ ٩٤

Arkasından da o kâfirlerle azgınlar cehennemin içine atılmakta,

– Ali Fikri Yavuz

وَجُنُودُ إِبۡلِيسَ أَجۡمَعُونَ ٩٥

İblis’in bütün askerleri de...

– Ali Fikri Yavuz

قَالُواْ وَهُمۡ فِيهَا يَخۡتَصِمُونَ ٩٦

Kâfirler, putları ve öncüleriyle cehennemde çekişirlerken, birbirlerine şöyle demektedirler:

– Ali Fikri Yavuz

تَٱللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ ٩٧

“-Vallahi, doğrusu biz, açık bir sapıklık içinde idik.

– Ali Fikri Yavuz

إِذۡ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٩٨

Çünkü (ey putlar), sizi âlemlerin Rabbine denk tutuyorduk.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَآ أَضَلَّنَآ إِلَّا ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٩٩

Bizi ancak (kendilerine uyduğumuz bizden önceki) mücrimler sapıttı.

– Ali Fikri Yavuz

فَمَا لَنَا مِن شَٰفِعِينَ ١٠٠

Artık bizim için ne şefaatçılar var,

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00