بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلۡأَقۡدَمُونَ ٧٦
“Şimdi” dedi, “gördünüz a o sizin ve eski atalarınızın taptıklarınızı.
Gerek sizin ve gerekse eski atalarınızın.
İbrahim şöyle dedi: "Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?"
فَإِنَّهُمۡ عَدُوّٞ لِّيٓ إِلَّا رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٧
Hep onlar benim düşmanım, ancak O Rabbü’l-âlemîn başka.
O putlar, benim düşmanlarımdırlar. Benim tek dostum alemlerin Rabb'i olan Allah'tır.
"Şüphesiz onlar benim düşmanımdır. Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah dostumdur."
ٱلَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهۡدِينِ ٧٨
O ki beni yarattı sonra da bana O hidâyet eder.
O beni yaratan ve doğru yola iletendir.
"O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir."
وَٱلَّذِي هُوَ يُطۡعِمُنِي وَيَسۡقِينِ ٧٩
Ve O ki, bana O yedirir, O içirir.
O beni doyuran ve içirendir.
"O, bana yediren ve içirendir."
وَإِذَا مَرِضۡتُ فَهُوَ يَشۡفِينِ ٨٠
Hastalandığım vakit de bana O şifa verir.
Hastalığımda beni iyileştiren O'dur.
"Hastalandığımda da O bana şifa verir."
وَٱلَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحۡيِينِ ٨١
Ve O ki beni öldürür, sonra beni yine diriltir.
O, beni öldürecek ve sonra yeniden diriltecek olandır.
"O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır."
وَٱلَّذِيٓ أَطۡمَعُ أَن يَغۡفِرَ لِي خَطِيٓـَٔتِي يَوۡمَ ٱلدِّينِ ٨٢
Ve O ki cezâ günü ben O’nun günahımı af buyurmasını niyaz ederim.
Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur.
"O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur."
رَبِّ هَبۡ لِي حُكۡمٗا وَأَلۡحِقۡنِي بِٱلصَّٰلِحِينَ ٨٣
Yâ Rab, bana bir hüküm ihsan et ve beni sâlihîne ilhak buyur.
Ya Rabbi, bana yararlı bilgi ve egemenlik ver ve beni iyi kullarının arasına kat.
"Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat."
وَٱجۡعَل لِّي لِسَانَ صِدۡقٖ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ ٨٤
Ve bana sonrakiler içinde bir lisân-ı sıdk tahsis eyle.
İlerdeki kuşaklar arasında doğruluğun sözcüsü olmamı nasip eyle.
"Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl."
وَٱجۡعَلۡنِي مِن وَرَثَةِ جَنَّةِ ٱلنَّعِيمِ ٨٥
Ve beni naʿîm cennetinin vârislerinden eyle.
Beni bol nimetli cennette sürekli kalanlardan eyle.
"Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle."
وَٱغۡفِرۡ لِأَبِيٓ إِنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ ٨٦
Babama da mağfiret buyur, çünkü o yanlış gidenlerden idi.
Babamı affeyle. Çünkü o sapıklardandır.
"Babamı da bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır."