بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ٦٧

Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ٦٨

Ve şüphe yok ki, Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ إِبۡرَٰهِيمَ ٦٩

Onlara İbrahim'in de kıssasını oku.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا تَعۡبُدُونَ ٧٠

O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Neye ibadet ediyorsunuz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُواْ نَعۡبُدُ أَصۡنَامٗا فَنَظَلُّ لَهَا عَٰكِفِينَ ٧١

Dediler ki: «Putlara ibadet ediyoruz. Onlara (ibadete) devam edip duruyoruz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ هَلۡ يَسۡمَعُونَكُمۡ إِذۡ تَدۡعُونَ ٧٢

Dedi ki: «Onlara dua ettiğiniz zaman sizi işitiyorlar mı?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَوۡ يَنفَعُونَكُمۡ أَوۡ يَضُرُّونَ ٧٣

«Yahut size bir menfaat mi veya bir zarar mı verebiliyorlar?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُواْ بَلۡ وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا كَذَٰلِكَ يَفۡعَلُونَ ٧٤

Dediler ki: «Yok, biz babalarımızı böylece yaparlar bulduk.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ أَفَرَءَيۡتُم مَّا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ ٧٥

Dedi ki: «Şimdi neye ibadet eder olduğunuzu görmüş oldunuz mu?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلۡأَقۡدَمُونَ ٧٦

«Sizin ve eski atalarınızın?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَإِنَّهُمۡ عَدُوّٞ لِّيٓ إِلَّا رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٧

«İşte onlar, benim için şüphe yok bir düşmandır, alemlerin Rabbi ise müstesna».

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00