026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ٦٦

Sonra da ötekileri gark ettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Arkasından öbürlerini suda boğduk.

– Seyyid Kutub

Sonra ötekileri suda boğduk.

– Diyanet İşleri

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ٦٧

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü’min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Fakat insanların çoğu buna inanmadı.

– Seyyid Kutub

Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ٦٨

Ve şüphesiz ki Rabbin O öyle Azîz, öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.

– Diyanet İşleri

وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ إِبۡرَٰهِيمَ ٦٩

Onlara İbrâhim’in kıssasını da oku.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Muhammed, o müşriklere İbrahim'in olayını da anlat.

– Seyyid Kutub

Ey Muhammed! Onlara İbrahim'in haberini de oku.

– Diyanet İşleri

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا تَعۡبُدُونَ ٧٠

O bir vakit babasına ve kavmine “siz neye taparsınız?” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani İbrahim, babası ile soydaşlarına, «Neye tapıyorsunuz?» dedi.

– Seyyid Kutub

Hani o babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ نَعۡبُدُ أَصۡنَامٗا فَنَظَلُّ لَهَا عَٰكِفِينَ ٧١

“Birtakım putlara taparız da” dediler, “onlar sayesinde toplanırız”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar da «Putlara tapıyoruz ve biz tapınmayı hep sürdüreceğiz» dediler.

– Seyyid Kutub

"Putlara tapıyoruz ve onlara tapmağa devam edeceğiz" demişlerdi.

– Diyanet İşleri

قَالَ هَلۡ يَسۡمَعُونَكُمۡ إِذۡ تَدۡعُونَ ٧٢

“Onlar” dedi, “dua ettiğiniz vakit işitirler mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

İbrahim dedi ki, «O putlar, kendilerini imdada çağırdığınızda sesinizi işitirler mi?

– Seyyid Kutub

İbrahim dedi ki: "Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?"

– Diyanet İşleri

أَوۡ يَنفَعُونَكُمۡ أَوۡ يَضُرُّونَ ٧٣

Veya size bir menfaat verir yahut bir zarar ederler mi?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ya da size yarar veya zarar dokundurabiliyorlar mı?»

– Seyyid Kutub

"Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?"

– Diyanet İşleri

قَالُواْ بَلۡ وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا كَذَٰلِكَ يَفۡعَلُونَ ٧٤

“Yok” dediler, “atalarımızı bulduk, böyle yapıyorlardı”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar, «Hayır ama, atalarımızın böyle yaptıklarını gördük» dediler.

– Seyyid Kutub

"Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ أَفَرَءَيۡتُم مَّا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ ٧٥

“Şimdi” dedi, “gördünüz a o sizin ve eski atalarınızın taptıklarınızı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İbrahim dedi ki, «Nelere taptığınızı görüyor musunuz?»

– Seyyid Kutub

İbrahim şöyle dedi: "Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?"

– Diyanet İşleri

أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلۡأَقۡدَمُونَ ٧٦

“Şimdi” dedi, “gördünüz a o sizin ve eski atalarınızın taptıklarınızı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerek sizin ve gerekse eski atalarınızın.

– Seyyid Kutub

İbrahim şöyle dedi: "Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?"

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu