026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كَذَٰلِكَۖ وَأَوۡرَثۡنَٰهَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٥٩

Ve onları Benî İsrâil’e miras kıldık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece bunlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– Seyyid Kutub

İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– Diyanet İşleri

فَأَتۡبَعُوهُم مُّشۡرِقِينَ ٦٠

Derken arkalarına düştüler, Güneş doğmuştu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun ile soydaşları gün doğar doğmaz İsrailoğullarının ardına düştüler.

– Seyyid Kutub

Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.

– Diyanet İşleri

فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلۡجَمۡعَانِ قَالَ أَصۡحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدۡرَكُونَ ٦١

Vaktâ ki iki cemiyet birbirine göründü, Mûsâ’nın ashâbı “yakalandık” dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İki topluluk birbirlerini gördüklerinde Musa'nın taraftarları «Eyvah, yakalandık» dediler.

– Seyyid Kutub

İki topluluk birbirini görünce Mûsâ'nın arkadaşları, "Eyvah yakalandık" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ كـَلَّآۖ إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٦٢

“Hayır asla” dedi, “Rabbim muhakkak benimledir, bana yolunu gösterecektir”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa «Hayır endişelenmeyin, Rabb'im benimle birliktedir, O bana bir çıkış yolu gösterecektir' dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "Hayır!, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir" dedi.

– Diyanet İşleri

فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضۡرِب بِّعَصَاكَ ٱلۡبَحۡرَۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرۡقٖ كَٱلطَّوۡدِ ٱلۡعَظِيمِ ٦٣

Bunun üzerine Mûsâ’ya “vur asân ile denize” diye vahy eyledik, vurunca bir infilâk etti, her bölük koca bir dağ gibi oluverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O sırada Musa'ya; «Değneğinle denize vur» diye vahyettik. Bunun üzerine deniz yarılarak içinde oniki yol açıldı. Denizin her parçası yüce bir dağ gibi oldu.

– Seyyid Kutub

Bunun üzerine Mûsâ'ya, "Asan ile denize vur" diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi.

– Diyanet İşleri

وَأَزۡلَفۡنَا ثَمَّ ٱلۡأٓخَرِينَ ٦٤

Ötekileri de buraya yanaştırmıştık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Arkadan gelenleri oraya yaklaştırdık.

– Seyyid Kutub

Ötekileri de oraya yaklaştırdık.

– Diyanet İşleri

وَأَنجَيۡنَا مُوسَىٰ وَمَن مَّعَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ ٦٥

Mûsâ’yı ve maiyyetindekileri tamamen necâta çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa ile yanındakilerin tümünü kurtardık.

– Seyyid Kutub

Mûsâ'yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ٦٦

Sonra da ötekileri gark ettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Arkasından öbürlerini suda boğduk.

– Seyyid Kutub

Sonra ötekileri suda boğduk.

– Diyanet İşleri

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ٦٧

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü’min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Fakat insanların çoğu buna inanmadı.

– Seyyid Kutub

Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ٦٨

Ve şüphesiz ki Rabbin O öyle Azîz, öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.

– Diyanet İşleri

وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ إِبۡرَٰهِيمَ ٦٩

Onlara İbrâhim’in kıssasını da oku.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Muhammed, o müşriklere İbrahim'in olayını da anlat.

– Seyyid Kutub

Ey Muhammed! Onlara İbrahim'in haberini de oku.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu