026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَرۡسَلَ فِرۡعَوۡنُ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ٥٣

Firavun da şehirlere asker toplayıcılar gönderdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun asker toplamakla görevli adamlarını şehirlere saldı.

– Seyyid Kutub

Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.

– Diyanet İşleri

إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَشِرۡذِمَةٞ قَلِيلُونَ ٥٤

“Şunlar şüphe yok ki bir şirzime-i kalîledirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Toplanan askerlerine dedi ki, «Bu adamlar, bir avuçluk, az sayıda bir toplulukturlar.»

– Seyyid Kutub

Dedi ki, "Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur."

– Diyanet İşleri

وَإِنَّهُمۡ لَنَا لَغَآئِظُونَ ٥٥

Fakat hakkımızda çok gayz besliyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat bizi öfkelendiriyorlar.

– Seyyid Kutub

"Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar."

– Diyanet İşleri

وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ ٥٦

Biz ise uyanık ihtiyatlı bir cemiyet bulunuyoruz” diyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz ihtiyatlı bir toplumuz.

– Seyyid Kutub

"Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz."

– Diyanet İşleri

فَأَخۡرَجۡنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٧

Bu suretle bunları bostanlardan, pınarlardan,

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece biz, Firavun ve soydaşlarını bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.

– Seyyid Kutub

Biz de Firavun'un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

– Diyanet İşleri

وَكُنُوزٖ وَمَقَامٖ كَرِيمٖ ٥٨

hazinelerden ve dilrubâ makamlardan çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hazinelerden ve konforlu köşklerden de.

– Seyyid Kutub

Biz de Firavun'un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

– Diyanet İşleri

كَذَٰلِكَۖ وَأَوۡرَثۡنَٰهَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٥٩

Ve onları Benî İsrâil’e miras kıldık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece bunlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– Seyyid Kutub

İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– Diyanet İşleri

فَأَتۡبَعُوهُم مُّشۡرِقِينَ ٦٠

Derken arkalarına düştüler, Güneş doğmuştu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun ile soydaşları gün doğar doğmaz İsrailoğullarının ardına düştüler.

– Seyyid Kutub

Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.

– Diyanet İşleri

فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلۡجَمۡعَانِ قَالَ أَصۡحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدۡرَكُونَ ٦١

Vaktâ ki iki cemiyet birbirine göründü, Mûsâ’nın ashâbı “yakalandık” dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İki topluluk birbirlerini gördüklerinde Musa'nın taraftarları «Eyvah, yakalandık» dediler.

– Seyyid Kutub

İki topluluk birbirini görünce Mûsâ'nın arkadaşları, "Eyvah yakalandık" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ كـَلَّآۖ إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٦٢

“Hayır asla” dedi, “Rabbim muhakkak benimledir, bana yolunu gösterecektir”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa «Hayır endişelenmeyin, Rabb'im benimle birliktedir, O bana bir çıkış yolu gösterecektir' dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "Hayır!, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir" dedi.

– Diyanet İşleri

فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضۡرِب بِّعَصَاكَ ٱلۡبَحۡرَۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرۡقٖ كَٱلطَّوۡدِ ٱلۡعَظِيمِ ٦٣

Bunun üzerine Mûsâ’ya “vur asân ile denize” diye vahy eyledik, vurunca bir infilâk etti, her bölük koca bir dağ gibi oluverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O sırada Musa'ya; «Değneğinle denize vur» diye vahyettik. Bunun üzerine deniz yarılarak içinde oniki yol açıldı. Denizin her parçası yüce bir dağ gibi oldu.

– Seyyid Kutub

Bunun üzerine Mûsâ'ya, "Asan ile denize vur" diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu