بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

رَبِّ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ ٤٨

Mûsa ve Hârûn’un Rabbine...

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ ءَامَنتُمۡ لَهُۥ قَبۡلَ أَنۡ ءَاذَنَ لَكُمۡۖ إِنَّهُۥ لَكَبِيرُكُمُ ٱلَّذِي عَلَّمَكُمُ ٱلسِّحۡرَ فَلَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَۚ لَأُقَطِّعَنَّ أَيۡدِيَكُمۡ وَأَرۡجُلَكُم مِّنۡ خِلَٰفٖ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمۡ أَجۡمَعِينَ ٤٩

(Firavun onlara şöyle) dedi: “- Ben size izin vermeden ona (Mûsa’ya) iman ettiniz, anlaşıldı ki o size büyü öğreten büyüğünüzmüş! O halde mutlaka yakında bileceksiniz: Muhakkak surette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve gerçekten hepinizi asacağım.”

– Ali Fikri Yavuz

قَالُواْ لَا ضَيۡرَۖ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ ٥٠

Büyücüler dediler ki: “- Zararı yok, muhakkak biz Rabbimize döneceğiz.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّا نَطۡمَعُ أَن يَغۡفِرَ لَنَا رَبُّنَا خَطَٰيَٰنَآ أَن كُنَّآ أَوَّلَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٥١

Doğrusu biz, (içinizde Mûsa’ya) iman edenlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışlayacağını ümid ederiz.”

– Ali Fikri Yavuz

۞ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنۡ أَسۡرِ بِعِبَادِيٓ إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ ٥٢

Mûsa’ya da, (seneler geçtikten sonra): “-İman eden kullarımı gece yola çıkar, çünkü takib edileceksiniz” diye vahy ettik.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَرۡسَلَ فِرۡعَوۡنُ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ٥٣

Firavun ise, şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi:

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَشِرۡذِمَةٞ قَلِيلُونَ ٥٤

“-Bunlar, (Mûsa’ya iman eden İsraîloğulları), muhakkak ki (bize nisbetle) pek az bir topluluktur.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّهُمۡ لَنَا لَغَآئِظُونَ ٥٥

Fakat onlar bizi kızdırıyorlar.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ ٥٦

Biz ise ihtiyatlı (silâh kuşanmış) bir topluluğuz.” (dedi).

– Ali Fikri Yavuz

فَأَخۡرَجۡنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٧

Böylece Firavun’u ve kavmini çıkardık bostanlardan, pınarlardan;

– Ali Fikri Yavuz

وَكُنُوزٖ وَمَقَامٖ كَرِيمٖ ٥٨

Hazinelerden ve şerefli makamlardan...

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00