بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ فَأۡتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ٣١

(Firavun): «Haydi onu getir bakayım, doğrulardan isen» dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَلۡقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعۡبَانٞ مُّبِينٞ ٣٢

Bunun üzerine (Musa) asasını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi;

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ ٣٣

bir de elini (koynundan) çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالَ لِلۡمَلَإِ حَوۡلَهُۥٓ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٞ ٣٤

(Firavun) etrafındaki topluluğa: «Bu gerçekten bilgiç bir sihirbaz!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

يُرِيدُ أَن يُخۡرِجَكُم مِّنۡ أَرۡضِكُم بِسِحۡرِهِۦ فَمَاذَا تَأۡمُرُونَ ٣٥

Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?» dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالُوٓاْ أَرۡجِهۡ وَأَخَاهُ وَٱبۡعَثۡ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ٣٦

Dediler ki: «Bunu ve kardeşini alıkoy! Şehirlere de toplayıcılar gönder;

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

يَأۡتُوكَ بِكُلِّ سَحَّارٍ عَلِيمٖ ٣٧

bütün bilgiç sihirbazları getirsinler!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَجُمِعَ ٱلسَّحَرَةُ لِمِيقَٰتِ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ ٣٨

Böylece tesbit edilen bir günün belli bir vaktinde sihirbazlar toplandılar

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلۡ أَنتُم مُّجۡتَمِعُونَ ٣٩

ve halka: «Siz de toplanır mısınız?» denildi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَعَلَّنَا نَتَّبِعُ ٱلسَّحَرَةَ إِن كَانُواْ هُمُ ٱلۡغَٰلِبِينَ ٤٠

şayet üstün gelirlerse, herhalde bizler sihirbazlara uyacağız, dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَلَمَّا جَآءَ ٱلسَّحَرَةُ قَالُواْ لِفِرۡعَوۡنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجۡرًا إِن كُنَّا نَحۡنُ ٱلۡغَٰلِبِينَ ٤١

Sihirbazlar Firavun'a geldiklerinde: «Şayet biz galip gelirsek, bize muhakkak bir mükafat vardır değil mi?» dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00