026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ لَئِنِ ٱتَّخَذۡتَ إِلَٰهًا غَيۡرِي لَأَجۡعَلَنَّكَ مِنَ ٱلۡمَسۡجُونِينَ ٢٩

“Yemin ederim ki” dedi, “eğer benden başka bir ilâh tutarsan seni mutlak ve muhakkak zindandakilerden ederim”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun «Eğer benden başka bir ilah edinirsen yemin ederim ki, seni hapse attırırım» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, "Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim."

– Diyanet İşleri

قَالَ أَوَلَوۡ جِئۡتُكَ بِشَيۡءٖ مُّبِينٖ ٣٠

“Ya” dedi, “sana apaçık isbat edecek bir şey getirdimse de mi?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa «Sana doğru söylediğimi kanıtlayan apaçık bir delil göstersem de mi? dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ فَأۡتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ٣١

“Haydi” dedi, “getir onu bakayım sâdıklardan isen”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun «Eğer doğru söylüyorsan kanıtını göster bakalım» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, "Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu," dedi.

– Diyanet İşleri

فَأَلۡقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعۡبَانٞ مُّبِينٞ ٣٢

Bunun üzerine asâsını bırakıverdi, apaçık bir ejderha kesiliverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.

– Seyyid Kutub

Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler asa açıkça kocaman bir yılan olmuş.

– Diyanet İşleri

وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ ٣٣

Bir de elini çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve elini yeninin altından çıkardı; bakanlar, onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.

– Seyyid Kutub

Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş.

– Diyanet İşleri

قَالَ لِلۡمَلَإِ حَوۡلَهُۥٓ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٞ ٣٤

Etrafındaki cemiyete “bu” dedi, “her hâlde bilgiç bir sihirbaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Firavun, çevresindeki seçkin yakınlarına dedi ki, «bu adam bilgili bir büyücüdür»

– Seyyid Kutub

Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, "Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır" dedi.

– Diyanet İşleri

يُرِيدُ أَن يُخۡرِجَكُم مِّنۡ أَرۡضِكُم بِسِحۡرِهِۦ فَمَاذَا تَأۡمُرُونَ ٣٥

Sihriyle sizi yerinizden çıkarmak istiyor, binâenʿaleyh ne emredersiniz?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sizi büyücülüğü ile yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Peki ne buyuruyorsunuz?»

– Seyyid Kutub

"Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne dersiniz?"

– Diyanet İşleri

قَالُوٓاْ أَرۡجِهۡ وَأَخَاهُ وَٱبۡعَثۡ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ٣٦

“Bunu ve kardeşini” dediler, “eğle, şehirlere de derleyiciler yolla.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dediler ki; «Onu kardeşi ile birlikte oyala ve adam toplayacak elçilerini bütün kentlere gönder.

– Seyyid Kutub

Dediler ki: "Onu ve kardeşini alıkoy.Şehirlere de toplayıcı adamlar gönder."

– Diyanet İşleri

يَأۡتُوكَ بِكُلِّ سَحَّارٍ عَلِيمٖ ٣٧

Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bütün bilgili büyücüleri bulup sana getirsinler.

– Seyyid Kutub

"Sana bütün usta sihirbazları getirsinler."

– Diyanet İşleri

فَجُمِعَ ٱلسَّحَرَةُ لِمِيقَٰتِ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ ٣٨

Bu suretle mâlum bir gün mîkāt tâyin olunarak sihirbazlar cemʿ olundu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir süre sonra büyücüler belirli bir günün kararlaştırılan saatinde biraraya geldiler.

– Seyyid Kutub

Böylece sihirbazlar, belli bir günün belirlenen bir vaktinde bir araya getirildiler.

– Diyanet İşleri

وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلۡ أَنتُم مُّجۡتَمِعُونَ ٣٩

Ve halka “siz toplu musunuz?” denildi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Halka da dediler ki, haydi toplanın bakalım.

– Seyyid Kutub

İnsanlara da "Siz de toplanır mısınız?" denildi.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu