026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ ٢٤

“Göklerin ve yerin ve bütün aralarındakilerin Rabbi, eğer ehl-i yakīn iseniz” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa «Eğer kesin gerçeği öğrenmek istiyorsanız, O göklerin, yerin ve bu ikisi arasındaki bütün varlıkların Rabbidir» dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir."

– Diyanet İşleri

قَالَ لِمَنۡ حَوۡلَهُۥٓ أَلَا تَسۡتَمِعُونَ ٢٥

Etrafındakilere “dinlemez misiniz?” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun çevresindekilere «dediklerini duyuyor musunuz?» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) "dinlemez misiniz?" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبُّكُمۡ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٢٦

“Rabbiniz ve evvelki atalarınızın Rabbi” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa: «O hem sizin hem de sizden önceki atalarınızın Rabbidir» dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "O, sizin de Rabbiniz, geçmiş atalarınızın da Rabbidir" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِيٓ أُرۡسِلَ إِلَيۡكُمۡ لَمَجۡنُونٞ ٢٧

“Her hâlde size gönderilmiş olan resûlünüz mutlak mecnun” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun çevresindekilere: «Size peygamber olarak gönderilen bu adam kesinlikle bir delidir» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, "Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبُّ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُمۡ تَعۡقِلُونَ ٢٨

“Maşrık ve mağribin ve bütün aralarındakilerin Rabbi, eğer siz âkil iseniz” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa, «Eğer düşünme yeteneğiniz varsa anlarsınız ki, O doğunun, batının ve bu ikisi arasındaki bütün varlıkların Rabbidir.» dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ لَئِنِ ٱتَّخَذۡتَ إِلَٰهًا غَيۡرِي لَأَجۡعَلَنَّكَ مِنَ ٱلۡمَسۡجُونِينَ ٢٩

“Yemin ederim ki” dedi, “eğer benden başka bir ilâh tutarsan seni mutlak ve muhakkak zindandakilerden ederim”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun «Eğer benden başka bir ilah edinirsen yemin ederim ki, seni hapse attırırım» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, "Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim."

– Diyanet İşleri

قَالَ أَوَلَوۡ جِئۡتُكَ بِشَيۡءٖ مُّبِينٖ ٣٠

“Ya” dedi, “sana apaçık isbat edecek bir şey getirdimse de mi?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa «Sana doğru söylediğimi kanıtlayan apaçık bir delil göstersem de mi? dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ فَأۡتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ٣١

“Haydi” dedi, “getir onu bakayım sâdıklardan isen”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun «Eğer doğru söylüyorsan kanıtını göster bakalım» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, "Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu," dedi.

– Diyanet İşleri

فَأَلۡقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعۡبَانٞ مُّبِينٞ ٣٢

Bunun üzerine asâsını bırakıverdi, apaçık bir ejderha kesiliverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.

– Seyyid Kutub

Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler asa açıkça kocaman bir yılan olmuş.

– Diyanet İşleri

وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ ٣٣

Bir de elini çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve elini yeninin altından çıkardı; bakanlar, onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.

– Seyyid Kutub

Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş.

– Diyanet İşleri

قَالَ لِلۡمَلَإِ حَوۡلَهُۥٓ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٞ ٣٤

Etrafındaki cemiyete “bu” dedi, “her hâlde bilgiç bir sihirbaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Firavun, çevresindeki seçkin yakınlarına dedi ki, «bu adam bilgili bir büyücüdür»

– Seyyid Kutub

Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, "Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır" dedi.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu