بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ فِرۡعَوۡنُ وَمَا رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٢٣

Fir'avun dedi ki: «Alemlerin Rabbi nedir?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ ٢٤

(Musa aleyhisselâm da) Dedi ki: «Göklerin ve yerin ve bunların arasında bulunanların Rabbidir, eğer siz yakinen bilir kimseler oldunuz iseniz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ لِمَنۡ حَوۡلَهُۥٓ أَلَا تَسۡتَمِعُونَ ٢٥

(Fir'avun) Etrafında olanlara dedi ki: «İşitiyor musunuz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ رَبُّكُمۡ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٢٦

(Musa aleyhisselâm da) Dedi ki: «Sizin Rabbinizdir ve sizin evvelki atalarınızın Rabbidir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِيٓ أُرۡسِلَ إِلَيۡكُمۡ لَمَجۡنُونٞ ٢٧

(Fir'avun da) Dedi ki: «Size gönderilmiş olan resûlünüz, şüphe yok ki elbette bir mecnûndur.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ رَبُّ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُمۡ تَعۡقِلُونَ ٢٨

(Hazreti Mûsa da) Dedi ki: «Maşrıkın ve mağrıbın ve bunların aralarında olanların Rabbidir. Eğer siz âkilâne düşünürler oldunuz iseniz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ لَئِنِ ٱتَّخَذۡتَ إِلَٰهًا غَيۡرِي لَأَجۡعَلَنَّكَ مِنَ ٱلۡمَسۡجُونِينَ ٢٩

(Fir'avun) Dedi ki: «Andolsun, eğer benden başka ilâh ittihaz etmiş oldun isen elbette seni zindana atılmışlardan kılarım.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ أَوَلَوۡ جِئۡتُكَ بِشَيۡءٖ مُّبِينٖ ٣٠

Mûsa aleyhisselâm da dedi ki: «Ben sana apaçık bir şey getirmiş olunca da mı beni zindana atacaksın!»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ فَأۡتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ٣١

Fir'avun da dedi ki: «Haydi onu getir, eğer sen sâdıklardan oldun isen.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَلۡقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعۡبَانٞ مُّبِينٞ ٣٢

Bunun üzerine asasını bırakıverdi, o hemen bir apaçık ejderha kesildi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ ٣٣

Ve elini çekip çıkardı. Hemen o, nazar edenlere karşı bembeyaz (kesilmiş) idi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00