بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَيَقُولُواْ هَلۡ نَحۡنُ مُنظَرُونَ ٢٠٣

İmdi derler ki: «Biz mühlet verilmişlerden miyiz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَبِعَذَابِنَا يَسۡتَعۡجِلُونَ ٢٠٤

Şimdi Bizim azabımızı isti'cal mi ederler?

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَرَءَيۡتَ إِن مَّتَّعۡنَٰهُمۡ سِنِينَ ٢٠٥

Gördün mü onları senelerce faidelendirmiş olsak?

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ جَآءَهُم مَّا كَانُواْ يُوعَدُونَ ٢٠٦

Sonra onlara tehdit edilmiş oldukları şey gelecek olsa.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يُمَتَّعُونَ ٢٠٧

O faidelenmiş oldukları şey, onları neden kurtarabilir?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ ٢٠٨

Biz hiçbir beldeyi helâk etmedik, illâ onun için inzar edenler bulunmuştur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ذِكۡرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٠٩

Azîm bir tenbih yapılmıştır ve Biz zulmedenler olmadık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا تَنَزَّلَتۡ بِهِ ٱلشَّيَٰطِينُ ٢١٠

Ve bunu şeytanlar indirmiş değildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا يَنۢبَغِي لَهُمۡ وَمَا يَسۡتَطِيعُونَ ٢١١

Ve onlara layık olmaz ve güç de yetiremezler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُمۡ عَنِ ٱلسَّمۡعِ لَمَعۡزُولُونَ ٢١٢

Şüphe yok ki, onlar işitmekten elbette azledilmişlerdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَا تَدۡعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَكُونَ مِنَ ٱلۡمُعَذَّبِينَ ٢١٣

Sakın Allah ile beraber başka bir ilâha da dua etme. Sonra muazzep olanlardan olursun.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00