026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

مَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا فَأۡتِ بِـَٔايَةٍ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ١٥٤

Sen bizim gibi bir beşerden başka nesin? Haydi bir âyet getir eğer sadıklardan isen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen sadece bizler gibi bir insansın. Eğer doğru söylüyorsan bize bir mucize göster.

– Seyyid Kutub

“Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize bir mucize getir.”

– Diyanet İşleri

قَالَ هَٰذِهِۦ نَاقَةٞ لَّهَا شِرۡبٞ وَلَكُمۡ شِرۡبُ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ ١٥٥

Ha, dedi: işte bir naka ona bir şirb Hakk’ı' size de malûm bir günün şirb Hakk’ı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İstediğiniz mucize işte şu dişi devedir. Su içme sırası bir gün onun ve belli bir günde sizindir.

– Seyyid Kutub

Salih, şöyle dedi: “İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır.”

– Diyanet İşleri

وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٖ فَيَأۡخُذَكُمۡ عَذَابُ يَوۡمٍ عَظِيمٖ ١٥٦

Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin ki o yüzden sizi büyük bir günün azâbı yakalar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ona bir kötülük dokundurmayınız. Yoksa Büyük Gün'ün azabına çarpılırsınız.'

– Seyyid Kutub

“Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar.”

– Diyanet İşleri

فَعَقَرُوهَا فَأَصۡبَحُواْ نَٰدِمِينَ ١٥٧

Derken onu vurdular, fakat nâdim oldular.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Buna rağmen devenin ayaklarını keserek onu cansız yere devirdiler. Fakat hemen pişman oldular.

– Seyyid Kutub

Derken onu kestiler, fakat pişman oldular.

– Diyanet İşleri

فَأَخَذَهُمُ ٱلۡعَذَابُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٥٨

Çünkü kendilerini azâb yakalayıverdi şüphesiz bunda mutlak bir âyet var öyle iken ekserîsi mü'min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Arkasından azab, yakalarına yapıştı. Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

– Seyyid Kutub

Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٥٩

Ve şüphesiz Rabbin O, öyle Azîz öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

– Diyanet İşleri

كَذَّبَتۡ قَوۡمُ لُوطٍ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٦٠

Lût kavmi gönderilen Resuller’i tekzib etti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Lut'un soydaşları da peygamberlerini yalanladılar.

– Seyyid Kutub

Lût’un kavmi de peygamberleri yalanladı.

– Diyanet İşleri

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ لُوطٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٦١

O vakit ki kadeşleri Lût onlara demişti: siz Allah’dan korkmaz mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani kardeşleri Lut, onlara dedi ki; «Siz hiç Allah'tan korkmaz mısınız?

– Seyyid Kutub

Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”

– Diyanet İşleri

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٦٢

Haberiniz olsun ben size gönderilmiş bir Resulüm, eminim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten ben, size gönderilen güvenilir bir peygamberim.

– Seyyid Kutub

“Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”

– Diyanet İşleri

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٦٣

Gelin Allah’dan korkun da bana itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse Allah'tan korkunuz da çağrıma uyunuz.

– Seyyid Kutub

“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٦٤

Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum, benim ecrim ancak Rabb-ül’âlemîn’e aiddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, benim çabalarımın karşılığını verecek olan alemlerin Rabb'idir.

– Seyyid Kutub

“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu