026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡنَآ أَوَعَظۡتَ أَمۡ لَمۡ تَكُن مِّنَ ٱلۡوَٰعِظِينَ ١٣٦

“Sen” dediler, “ha vaaz etmişsin ha vaaz edenlerden olmamışsın bizce müsâvîdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Adoğulları dediler ki, «İster öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bizim için birdir.»

– Seyyid Kutub

Dediler ki: "Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir."

– Diyanet İşleri

إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا خُلُقُ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٣٧

Bu sırf eskilerin âdeti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu uygulamalarımız, eski atalarımızdan bize gelen geleneklerden başka birşey değildir.

– Seyyid Kutub

"Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir."

– Diyanet İşleri

وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ ١٣٨

Biz taʿzîb olunmayız”

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bizim azaba çarpılmamız sözkonusu değildir.

– Seyyid Kutub

"Biz azaba uğratılacak da değiliz."

– Diyanet İşleri

فَكَذَّبُوهُ فَأَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٣٩

diye onu tekzib ettiler de kendilerini helâk ediverdik. Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü’min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece peygamberlerini yalanladılar. Biz de onları yokettik. Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğu inanmamış kimselerdir.

– Seyyid Kutub

Böylece onlar Hûd'u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٤٠

Ve şüphesiz ki Rabbin O, öyle Azîz öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

– Diyanet İşleri

كَذَّبَتۡ ثَمُودُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٤١

Semûd gönderilen resulleri tekzib etti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Semudoğulları da peygamberlerini yalanladılar.

– Seyyid Kutub

Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı.

– Diyanet İşleri

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٤٢

O vakit ki kardeşleri Sâlih onlara demişti: “Allah’tan korkmaz mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani kardeşleri Salih onlara dedi ki, siz hiç Allah'tan korkmaz mısınız?

– Seyyid Kutub

Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

– Diyanet İşleri

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٤٣

Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş bir resûlüm, emînim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben size gönderilmiş güvenilir bir Allah elçisiyim.

– Seyyid Kutub

"Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

– Diyanet İşleri

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٤٤

Gelin Allah’tan korkun ve bana itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse Allah'tan korkunuz da çağrıma uyunuz.

– Seyyid Kutub

"Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!"

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٤٥

Buna karşı ben sizden bir ecir istemiyorum, benim ecrim ancak Rabbü’l-âlemîn’e aittir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum; benim çabalarımın karşılığını verecek olan, alemlerin Rabb'idir.

– Seyyid Kutub

"Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

– Diyanet İşleri

أَتُتۡرَكُونَ فِي مَا هَٰهُنَآ ءَامِنِينَ ١٤٦

Siz burada emn ü emân ile bırakılacak mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz bu dünyada hep güven içinde yaşatılacağınızı mı sanıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

"Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?"

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu