بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَمَدَّكُم بِأَنۡعَٰمٖ وَبَنِينَ ١٣٣

«Size en'am ile ve oğullar ile imdat etti.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَجَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ ١٣٤

«Ve bağlar ile ve ırmaklar ile (imdat buyurdu).»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ ١٣٥

«Şüphe yok ki, ben sizin üzerinize pek büyük bir günün azabından korkarım.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡنَآ أَوَعَظۡتَ أَمۡ لَمۡ تَكُن مِّنَ ٱلۡوَٰعِظِينَ ١٣٦

Dediler ki: «Öğüt versen de veya öğüt verenlerden olmasan da bize karşı müsavîdir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا خُلُقُ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٣٧

(137-138) «Bu, evvelkilerin adetinden başka bir şey değildir.» «Ve bizler ise muazzep olacaklar değiliz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ ١٣٨

(137-138) «Bu, evvelkilerin adetinden başka bir şey değildir.» «Ve bizler ise muazzep olacaklar değiliz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَكَذَّبُوهُ فَأَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٣٩

Artık O'nu tekzîp ettiler, Biz de onları helâk ettik. Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır ve onların ekserisi imân etmiş olmadılar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٤٠

Ve muhakkak, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahimdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

كَذَّبَتۡ ثَمُودُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٤١

(141-142) Semûd (kavmi de) gönderilmiş olan peygamberleri tekzîp etti. O vakit, onlara kardeşleri Salih dedi: «Korkmaz mısınız?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٤٢

(141-142) Semûd (kavmi de) gönderilmiş olan peygamberleri tekzîp etti. O vakit, onlara kardeşleri Salih dedi: «Korkmaz mısınız?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٤٣

(143-144) «Şüphe yok, ben size bir emîn resûlüm. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00