بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٣١

Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِيٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعۡلَمُونَ ١٣٢

Size bildiğiniz şeyleri verenden sakının;

– Ali Fikri Yavuz

أَمَدَّكُم بِأَنۡعَٰمٖ وَبَنِينَ ١٣٣

Size davarlar ve oğullar verenden,

– Ali Fikri Yavuz

وَجَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ ١٣٤

Bağlar ve pınarlar ihsan edenden...

– Ali Fikri Yavuz

إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ ١٣٥

Doğrusu ben, size gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum.”

– Ali Fikri Yavuz

قَالُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡنَآ أَوَعَظۡتَ أَمۡ لَمۡ تَكُن مِّنَ ٱلۡوَٰعِظِينَ ١٣٦

Onlar dediler ki: “- Sen öğüd versen de, öğüd verenlerden olmasan da bizce farkı yoktur.

– Ali Fikri Yavuz

إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا خُلُقُ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٣٧

Bu bize getirdiğin, evvelkilerin yalanından başkası değildir.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ ١٣٨

Biz azaba uğratılmayız.”

– Ali Fikri Yavuz

فَكَذَّبُوهُ فَأَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٣٩

Böylece onu (Hûd peygamberi) tekzib ettiler. Biz de onları helâk ettik. Muhakkak ki, onlara yaptığımız bu işte, sonrakiler için bir ibret vardır; öyle iken çoğu mümin olmadı.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٤٠

Doğrusu senin Rabbin, muhakkak ki, O Azîz’dir= düşmanlarından intikam alıcıdır, Rahîm’dir= müminlere çok merhametlidir.

– Ali Fikri Yavuz

كَذَّبَتۡ ثَمُودُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٤١

Semûd kavmi gönderilen peygamberleri tekzib etti.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00