بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٢٦

Gelin Allah'tan korkun ve bana itaat edin!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٢٧

Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَتَبۡنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةٗ تَعۡبَثُونَ ١٢٨

Siz her tepeye bir alamet bina edip eğlenir durur musunuz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمۡ تَخۡلُدُونَ ١٢٩

Ebedi kalacakmışsınız gibi bir takım sanayiler ediniyorsunuz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِذَا بَطَشۡتُم بَطَشۡتُمۡ جَبَّارِينَ ١٣٠

Hem tuttuğunuz vakit, merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٣١

Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِيٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعۡلَمُونَ ١٣٢

O Allah'tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri verdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَمَدَّكُم بِأَنۡعَٰمٖ وَبَنِينَ ١٣٣

(133-134) Size davarlar, oğullar, cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar verdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَجَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ ١٣٤

(133-134) Size davarlar, oğullar, cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar verdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ ١٣٥

Cidden ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡنَآ أَوَعَظۡتَ أَمۡ لَمۡ تَكُن مِّنَ ٱلۡوَٰعِظِينَ ١٣٦

Dediler ki: «Sen ha öğüt vermişsin, ha öğüt verenlerden olmamışsın, bizce birdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00