بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٨

«Artık benim aram ile onların aralarını bir feth ile fethet ve benimle beraber olan mü'minleri necâta erdir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ ١١٩

Binaenaleyh O'nu ve O'nunla beraber dolmuş gemide bulunanları necâta erdirdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ ١٢٠

Sonra arkada kalanları garkettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٢١

Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserîsi imân etmiş olmadılar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٢٢

Ve muhakkak ki Rabbin, elbette O, azîzdir, rahîmdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

كَذَّبَتۡ عَادٌ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٢٣

Âd (kavmi de) gönderilen resûlleri tekzîp ediverdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

O vakit ki, onlara kardeşleri Hûd dedi ki: «Korkmaz mısınız?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٢٥

«Şüphe yok ki, ben sizin için bir emin Resûlüm.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٢٦

«Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٢٧

«Ve buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim mükâfaatım ise ancak âlemlerin Rabbine aittir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَتَبۡنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةٗ تَعۡبَثُونَ ١٢٨

«Siz her yüksek tepede bir alâmet bina edip eğlenir misiniz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00