بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوۡمِي كَذَّبُونِ ١١٧

(Nuh): «Ey Rabbim, anlaşıldı ki, kavmim beni yalanladılar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٨

Artık benimle onların arasını nasıl ayırt edeceksen et de, beni ve beraberimdeki müminleri kurtar!» dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ ١١٩

Bunun üzerine Biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ ١٢٠

Sonra da arkasında kalanları boğuverdik.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٢١

Şüphesiz bunda mutlak bir ibret vardır; öyle iken çoğu iman etmedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٢٢

Ve şüphesiz ki Rabbin, çok güçlü, çok merhametlidir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

كَذَّبَتۡ عَادٌ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٢٣

Ad (kavmi de) gönderilen peygamberleri yalanladı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

Kardeşleri Hud o zaman onlara şöyle demişti: «Siz Allah'tan korkmaz mısınız?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٢٥

Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٢٦

Gelin Allah'tan korkun ve bana itaat edin!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٢٧

Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00