026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنۡ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٞ مُّبِينٞ ١١٥

Ben ancak açık bir nezîrim”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمَرۡجُومِينَ ١١٦

“And ederiz ki” dediler, “eğer vazgeçmezsen yâ Nûh, mutlak ve muhakkak recm edilenlerden olacaksın”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوۡمِي كَذَّبُونِ ١١٧

“Yâ Rab!” dedi, “anlaşıldı ki kavmim beni tekzib ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٨

Artık benimle onların arasını nasıl ayırt edeceksen et de bana ve beraberimdeki mü’minlere necat ver”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ ١١٩

Bunun üzerine Biz de onu ve beraberindekileri o dolu gemide necâta çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ ١٢٠

Sonra da arkasından kalanları gark ettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٢١

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü’min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٢٢

Ve şüphesiz ki Rabbin, O öyle Azîz, öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَذَّبَتۡ عَادٌ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٢٣

Âd, gönderilen resulleri tekzib etti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

O vakit ki kardeşleri Hûd onlara demişti: “Siz Allah’tan korkmaz mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٢٥

Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş bir resûlüm, emînim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu