بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٠٣

Şüphesiz bu haberlerde kesin bir ibret var; öyle iken kavminin çoğu kendisine iman etmediler.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٠٤

Muhakkak ki senin Rabbin Azîz’dir= kâfirlerden intikam alıcıdır, Rahîm’dir= müminleri çok bağışlayıcıdır.

– Ali Fikri Yavuz

كَذَّبَتۡ قَوۡمُ نُوحٍ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٠٥

Nûh kavmi, peygamberleri inkâr etti.

– Ali Fikri Yavuz

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٠٦

O vakit kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: “- Siz Allah’dan korkmaz mısınız?

– Ali Fikri Yavuz

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٠٧

Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.

– Ali Fikri Yavuz

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٠٨

Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٠٩

Buna karşı, ben sizden bir mükâfat da istemiyorum. Benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir.

– Ali Fikri Yavuz

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١١٠

O halde, Allah’dan korkun ve bana itaat edin.”

– Ali Fikri Yavuz

۞ قَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلۡأَرۡذَلُونَ ١١١

Onlar dediler ki: “- Arkana hep düşük kimseler takılmışken, biz sana iman eder miyiz?”

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ وَمَا عِلۡمِي بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ١١٢

Nûh dedi ki: “- Onların yapmakta oldukları amellere dair benim bilgim yoktur (sadakatlarını bilmem, dış görünüşlerine bakıyorum).

– Ali Fikri Yavuz

إِنۡ حِسَابُهُمۡ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّيۖ لَوۡ تَشۡعُرُونَ ١١٣

Onların hesabı ancak Rabbime aiddir; eğer iyice düşünseydiniz bunu bilirdiniz (fakat siz cahillik yapıyor, bilmediğiniz şeyi söylüyorsunuz).

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00