037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٞ ٨٩

(Sirayet korkusu ile etrafındakiler kaçsın diye) “- Ben hastayım” dedi.

– Ali Fikri Yavuz

فَتَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ مُدۡبِرِينَ ٩٠

O vakit (yanında bulunanlar) arkalarını dönerek başından kaçıverdiler.

– Ali Fikri Yavuz

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ ٩١

Bunun üzerine gizlice onların ilâhlarına (putlarına) varıb dedi ki: “- (Şu yanınızda bulunan yemekleri) yemez misiniz?”

– Ali Fikri Yavuz

مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ ٩٢

Ne oluyor size, konuşmuyorsunuz?”

– Ali Fikri Yavuz

فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ ٩٣

Derken onlara sağ eliyle (kuvvetle) vurub (onları) parçaladı.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ ٩٤

Bunun üzerine kavmi koşarak kendisine geldi.

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ أَتَعۡبُدُونَ مَا تَنۡحِتُونَ ٩٥

(İbrahim, onlara) dedi ki: “- Siz, kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?”

– Ali Fikri Yavuz

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ وَمَا تَعۡمَلُونَ ٩٦

Halbuki sizi de, yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.”

– Ali Fikri Yavuz

قَالُواْ ٱبۡنُواْ لَهُۥ بُنۡيَٰنٗا فَأَلۡقُوهُ فِي ٱلۡجَحِيمِ ٩٧

(Onlar şöyle) dediler: “- İbrahim için (duvarla çevrili) bir bina yapın da, onu ateşe atın.”

– Ali Fikri Yavuz

فَأَرَادُواْ بِهِۦ كَيۡدٗا فَجَعَلۡنَٰهُمُ ٱلۡأَسۡفَلِينَ ٩٨

Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Biz de tuttuk onları çok alçak duruma düşürdük.

– Ali Fikri Yavuz

وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٩٩

Bir de (İbrahîm) şöyle dedi: “- Ben Rabbime, (bana emrettiği yere) gidiyorum, O bana yolunu gösterir.”

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu