037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَئِفۡكًا ءَالِهَةٗ دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ٨٦

Yalancılık etmek için mi Allah’dan başka ilâhlar istiyorsunuz?

– Ali Fikri Yavuz

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٨٧

Âlemlerin Rabbine olan zannınız nedir?”

– Ali Fikri Yavuz

فَنَظَرَ نَظۡرَةٗ فِي ٱلنُّجُومِ ٨٨

Derken yıldızlara bir baktı da,

– Ali Fikri Yavuz

فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٞ ٨٩

(Sirayet korkusu ile etrafındakiler kaçsın diye) “- Ben hastayım” dedi.

– Ali Fikri Yavuz

فَتَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ مُدۡبِرِينَ ٩٠

O vakit (yanında bulunanlar) arkalarını dönerek başından kaçıverdiler.

– Ali Fikri Yavuz

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ ٩١

Bunun üzerine gizlice onların ilâhlarına (putlarına) varıb dedi ki: “- (Şu yanınızda bulunan yemekleri) yemez misiniz?”

– Ali Fikri Yavuz

مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ ٩٢

Ne oluyor size, konuşmuyorsunuz?”

– Ali Fikri Yavuz

فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ ٩٣

Derken onlara sağ eliyle (kuvvetle) vurub (onları) parçaladı.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ ٩٤

Bunun üzerine kavmi koşarak kendisine geldi.

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ أَتَعۡبُدُونَ مَا تَنۡحِتُونَ ٩٥

(İbrahim, onlara) dedi ki: “- Siz, kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?”

– Ali Fikri Yavuz

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ وَمَا تَعۡمَلُونَ ٩٦

Halbuki sizi de, yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.”

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu