037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٨١

Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı.

– Ali Fikri Yavuz

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ٨٢

Sonra da diğerlerini, (kendisine iman etmiyenleri) suda boğduk.

– Ali Fikri Yavuz

۞ وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبۡرَٰهِيمَ ٨٣

Şüphesiz İbrahim de, Nûh’un (esasta aynı) dinindendi.

– Ali Fikri Yavuz

إِذۡ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلۡبٖ سَلِيمٍ ٨٤

Çünkü Rabbine halis bir kalb ile gelmişti.

– Ali Fikri Yavuz

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَاذَا تَعۡبُدُونَ ٨٥

O vakit babasına ve kavmine şöyle demişti: “- Siz nelere tapıyorsunuz?

– Ali Fikri Yavuz

أَئِفۡكًا ءَالِهَةٗ دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ٨٦

Yalancılık etmek için mi Allah’dan başka ilâhlar istiyorsunuz?

– Ali Fikri Yavuz

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٨٧

Âlemlerin Rabbine olan zannınız nedir?”

– Ali Fikri Yavuz

فَنَظَرَ نَظۡرَةٗ فِي ٱلنُّجُومِ ٨٨

Derken yıldızlara bir baktı da,

– Ali Fikri Yavuz

فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٞ ٨٩

(Sirayet korkusu ile etrafındakiler kaçsın diye) “- Ben hastayım” dedi.

– Ali Fikri Yavuz

فَتَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ مُدۡبِرِينَ ٩٠

O vakit (yanında bulunanlar) arkalarını dönerek başından kaçıverdiler.

– Ali Fikri Yavuz

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ ٩١

Bunun üzerine gizlice onların ilâhlarına (putlarına) varıb dedi ki: “- (Şu yanınızda bulunan yemekleri) yemez misiniz?”

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu