037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى ٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰ وَيُقۡذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٖ ٨

Onlar Mele-i Aʿlâ’yı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

دُحُورٗاۖ وَلَهُمۡ عَذَابٞ وَاصِبٌ ٩

Ve onlara ayrılmaz bir azab vardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّا مَنۡ خَطِفَ ٱلۡخَطۡفَةَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ ثَاقِبٞ ١٠

Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihâb-ı sâkıb takılır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَهُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَم مَّنۡ خَلَقۡنَآۚ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّن طِينٖ لَّازِبِۭ ١١

Şimdi sor onlara: Yaratılışça kendileri mi daha çetin yoksa Bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini bir cıvık çamurdan yarattık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

بَلۡ عَجِبۡتَ وَيَسۡخَرُونَ ١٢

Fakat sen taaccüb ettin onlar eğleniyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذَا ذُكِّرُواْ لَا يَذۡكُرُونَ ١٣

İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذَا رَأَوۡاْ ءَايَةٗ يَسۡتَسۡخِرُونَ ١٤

Bir mucize gördükleri vakit de eğlence yerine tutuyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٌ ١٥

Ve “bu” diyorlar, “başka bir şey değil, apaçık bir sihir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ ١٦

Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakit mi? Biz mi baʿs olunacakmışız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَوَءَابَآؤُنَا ٱلۡأَوَّلُونَ ١٧

Evvelki atalarımız da mı?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قُلۡ نَعَمۡ وَأَنتُمۡ دَٰخِرُونَ ١٨

De ki: “Evet, hem siz çok hor, hakir olarak”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu