بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَوۡلَا نِعۡمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ ٱلۡمُحۡضَرِينَ ٥٧

37:57 Kopyalandı

«Ve eğer Rabbimin nîmeti olmasa idi, elbette ki, ben de (bu cehennemde) hazır bulundurulmuşlardan olacak idim.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَمَا نَحۡنُ بِمَيِّتِينَ ٥٨

37:58 Kopyalandı

(O cennetteki zât diyecektir ki) «Değil mi biz (artık) ölüler olmayacağız?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّا مَوۡتَتَنَا ٱلۡأُولَىٰ وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ ٥٩

37:59 Kopyalandı

«İlk ölümümüz müstesna ve biz azap görücüler de olmayacağız değil mi?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٦٠

37:60 Kopyalandı

Şüphe yok ki, bu, elbette en büyük bir kurtuluştur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لِمِثۡلِ هَٰذَا فَلۡيَعۡمَلِ ٱلۡعَٰمِلُونَ ٦١

37:61 Kopyalandı

İşte çalışanlar, bunun misli için çalışıversinler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَذَٰلِكَ خَيۡرٞ نُّزُلًا أَمۡ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ٦٢

37:62 Kopyalandı

Nasıl, bu mu bir ziyafet taamı olarak hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا جَعَلۡنَٰهَا فِتۡنَةٗ لِّلظَّٰلِمِينَ ٦٣

37:63 Kopyalandı

Şüphe yok ki, Biz onu (O ağacı) zalimler için bir mihnet kıldık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهَا شَجَرَةٞ تَخۡرُجُ فِيٓ أَصۡلِ ٱلۡجَحِيمِ ٦٤

37:64 Kopyalandı

Muhakkak o bir ağaçtır ki, cehennemin çukurunda (meydana) çıkar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

طَلۡعُهَا كَأَنَّهُۥ رُءُوسُ ٱلشَّيَٰطِينِ ٦٥

37:65 Kopyalandı

Onun meyvesi sanki şeytanların başlarıdır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَإِنَّهُمۡ لَأٓكِلُونَ مِنۡهَا فَمَالِـُٔونَ مِنۡهَا ٱلۡبُطُونَ ٦٦

37:66 Kopyalandı

Artık şüphe yok ki onlar, ondan elbette yiyicilerdir ve ondan karınlarını dolduruculardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ إِنَّ لَهُمۡ عَلَيۡهَا لَشَوۡبٗا مِّنۡ حَمِيمٖ ٦٧

37:67 Kopyalandı

Sonra muhakkak ki, onlar için onun üzerine elbette pek kaynamış bir su da vardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu

00:00
00:00