037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَدِينُونَ ٥٣

Biz öldüğümüz ve bir toprakla çürümüş bir yığın kemik olduğumuz vakit, gerçekten biz cezalanacakmıyız?”

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ هَلۡ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ ٥٤

(Sonra o sözcü, cennetteki kardeşlerine): “(Şimdi size o arkadaşı göstermek için cehenneme) bir bakar mısınız?”der.

– Ali Fikri Yavuz

فَٱطَّلَعَ فَرَءَاهُ فِي سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ ٥٥

Derken (bizzat kendisi) bakmış, onu tâ cehennemin ortasında görmüştür.

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرۡدِينِ ٥٦

(Ona şöyle) der: “-Vallahi, doğrusu sen, az daha beni helâk edecektin.

– Ali Fikri Yavuz

وَلَوۡلَا نِعۡمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ ٱلۡمُحۡضَرِينَ ٥٧

Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de (bu cehennemde seninle) tutuklananlardan olacaktım.

– Ali Fikri Yavuz

أَفَمَا نَحۡنُ بِمَيِّتِينَ ٥٨

(İşte bak), biz dünyadaki ilk ölümümüzden başka bir daha ölecek değiliz;

– Ali Fikri Yavuz

إِلَّا مَوۡتَتَنَا ٱلۡأُولَىٰ وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ ٥٩

Ve biz azaba uğratılacak da değiliz.”

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٦٠

İşte bu, şübhe yok ki en büyük kurtuluştur.

– Ali Fikri Yavuz

لِمِثۡلِ هَٰذَا فَلۡيَعۡمَلِ ٱلۡعَٰمِلُونَ ٦١

Böyle ebedî bir saadet için çalışsın çalışanlar...

– Ali Fikri Yavuz

أَذَٰلِكَ خَيۡرٞ نُّزُلًا أَمۡ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ٦٢

Bu (cennet nimetlerine) konmak mı hayırlı, yoksa (kokusu kötü ve tadı acı olan cehennemdeki) Zakkûm ağacı mı?

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّا جَعَلۡنَٰهَا فِتۡنَةٗ لِّلظَّٰلِمِينَ ٦٣

Gerçekten biz zakkûm ağacını kâfirler için (ahirette) bir azab yaptık.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu