037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ ٣٤

İşte biz, müşriklere böyle yaparız.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّهُمۡ كَانُوٓاْ إِذَا قِيلَ لَهُمۡ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّهُ يَسۡتَكۡبِرُونَ ٣٥

Çünkü onlara: “- Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur.” denildiği zaman, baş kaldırıyorlardı;

– Ali Fikri Yavuz

وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوٓاْ ءَالِهَتِنَا لِشَاعِرٖ مَّجۡنُونِۭ ٣٦

Ve: “- Hiç bir mecnûn şair için, biz putlarımızı bırakır mıyız?” diyorlardı.

– Ali Fikri Yavuz

بَلۡ جَآءَ بِٱلۡحَقِّ وَصَدَّقَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٣٧

Doğrusu O (Peygamber) Kur’an ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّكُمۡ لَذَآئِقُواْ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡأَلِيمِ ٣٨

Elbette siz (ey Mekke halkı, tekzib etmekle) o acıklı azabı tadacaksınız.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا تُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ ٣٩

Ve (dünyada) yapmış olduğunuz şeylerden başkasıyla cezalandırılmıyacaksınız.

– Ali Fikri Yavuz

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ٤٠

Şu kadar ki, Allah’ın ihlâs sahibi kulları müstesnadır.

– Ali Fikri Yavuz

أُوْلَٰٓئِكَ لَهُمۡ رِزۡقٞ مَّعۡلُومٞ ٤١

İşte bunlar için, (özellikleri) belli bir rızık vardır:

– Ali Fikri Yavuz

فَوَٰكِهُ وَهُم مُّكۡرَمُونَ ٤٢

Türlü meyvalar... Onlar hep ikram olunurlar;

– Ali Fikri Yavuz

فِي جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ٤٣

Naîm Cennetlerinde,

– Ali Fikri Yavuz

عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٤٤

Karşılıklı tahtlar üzerinde...

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu