037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

مَآ أَنتُمۡ عَلَيۡهِ بِفَٰتِنِينَ ١٦٢

Allah’a karşı kimseyi kandırıb ifsad edemezsiniz.

– Ali Fikri Yavuz

إِلَّا مَنۡ هُوَ صَالِ ٱلۡجَحِيمِ ١٦٣

Meğer ki, (Allah’ın ezelî ilminde) cehenneme girecek kimse olsun.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا مِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٞ مَّعۡلُومٞ ١٦٤

(Cebrail şöyle dedi) “- Bizden (melekler topluluğundan) herkes için belli bir makam vardır, (orada Rabbine ibadet eder).

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلصَّآفُّونَ ١٦٥

Gerçekten biz, (Allah’ın emri karşısında) saf bağlayanlarız.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡمُسَبِّحُونَ ١٦٦

Ve Muhakkak ki biz, (Allah’ı şanına lâyık olmayan şeylerden) tenzih edenleriz.”

– Ali Fikri Yavuz

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ١٦٧

Doğrusu (Peygamberin gelmesinden önce Mekke halkı) şöyle diyorlardı:

– Ali Fikri Yavuz

لَوۡ أَنَّ عِندَنَا ذِكۡرٗا مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦٨

“- Eğer yanımızda evvelkilerin kitablarından bir kitab olsaydı,

– Ali Fikri Yavuz

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ١٦٩

Herhalde Allah’ın ihlas sahibi kullarından olurduk.”

– Ali Fikri Yavuz

فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ ١٧٠

Fakat şimdi onu, (Peygamber’i ve Kur’an’ı) inkâr ettiler. Artık ileride (başlarına gelecek azabı) bileceklerdir.

– Ali Fikri Yavuz

وَلَقَدۡ سَبَقَتۡ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٧١

Gerçekten elçilikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir:

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّهُمۡ لَهُمُ ٱلۡمَنصُورُونَ ١٧٢

“- Muhakkak onlar (peygamberler), bizzat onlar muzaffer olacaklardır.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu