037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ ١٥٩

Allah, onların isnad ettikleri bütün noksan vasıflardan münezzehtir.

– Ali Fikri Yavuz

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ١٦٠

Lâkin Allah’ın ihlâs sahibi (mümin) kulları müstesna; (onlar böyle noksan vasıfları söylemezler ve cehennemlik değildirler).

– Ali Fikri Yavuz

فَإِنَّكُمۡ وَمَا تَعۡبُدُونَ ١٦١

(Ey Mekke’liler), siz ve Allah’dan başka taptıklarınız,

– Ali Fikri Yavuz

مَآ أَنتُمۡ عَلَيۡهِ بِفَٰتِنِينَ ١٦٢

Allah’a karşı kimseyi kandırıb ifsad edemezsiniz.

– Ali Fikri Yavuz

إِلَّا مَنۡ هُوَ صَالِ ٱلۡجَحِيمِ ١٦٣

Meğer ki, (Allah’ın ezelî ilminde) cehenneme girecek kimse olsun.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا مِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٞ مَّعۡلُومٞ ١٦٤

(Cebrail şöyle dedi) “- Bizden (melekler topluluğundan) herkes için belli bir makam vardır, (orada Rabbine ibadet eder).

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلصَّآفُّونَ ١٦٥

Gerçekten biz, (Allah’ın emri karşısında) saf bağlayanlarız.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡمُسَبِّحُونَ ١٦٦

Ve Muhakkak ki biz, (Allah’ı şanına lâyık olmayan şeylerden) tenzih edenleriz.”

– Ali Fikri Yavuz

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ١٦٧

Doğrusu (Peygamberin gelmesinden önce Mekke halkı) şöyle diyorlardı:

– Ali Fikri Yavuz

لَوۡ أَنَّ عِندَنَا ذِكۡرٗا مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦٨

“- Eğer yanımızda evvelkilerin kitablarından bir kitab olsaydı,

– Ali Fikri Yavuz

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ١٦٩

Herhalde Allah’ın ihlas sahibi kullarından olurduk.”

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu