037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَفَلَا تَذَكَّرُونَ ١٥٥

Hiç de mi düşünmezsiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hiç mi düşünmüyorsunuz?

– Seyyid Kutub

Hiç düşünmüyor musunuz?

– Diyanet İşleri

أَمۡ لَكُمۡ سُلۡطَٰنٞ مُّبِينٞ ١٥٦

Yoksa sizin için açık bir ferman mı var?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa sizin açık deliliniz mi var?

– Seyyid Kutub

Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?

– Diyanet İşleri

فَأۡتُواْ بِكِتَٰبِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ ١٥٧

O hâlde getirin kitabınızı sâdıksanız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer doğru iseniz kitabınızı getirin.

– Seyyid Kutub

Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!

– Diyanet İşleri

وَجَعَلُواْ بَيۡنَهُۥ وَبَيۡنَ ٱلۡجِنَّةِ نَسَبٗاۚ وَلَقَدۡ عَلِمَتِ ٱلۡجِنَّةُ إِنَّهُمۡ لَمُحۡضَرُونَ ١٥٨

Bir de O’nunla cinler beyninde bir neseb uydurdular. Celâlim hakkı için cinler bilirler ki onlar ihzar olunacaklardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah'la cinler arasında soy bağı uydurdular. Andolsun cinler de, kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler.

– Seyyid Kutub

Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah'ın huzuruna getirileceklerini bilirler.

– Diyanet İşleri

سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ ١٥٩

Münezzeh Sübhân O Allah onların isnad ettikleri vasıflardan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Haşa! Allah, onların taktıkları sıfatlardan münezzehtir.

– Seyyid Kutub

Allah onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.

– Diyanet İşleri

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ١٦٠

Lâkin Allah’ın ihlâs ile seçilen kulları başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah'a gönülden bağlı kullar, bunların dışındadır.

– Seyyid Kutub

Ancak Allah'ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir.

– Diyanet İşleri

فَإِنَّكُمۡ وَمَا تَعۡبُدُونَ ١٦١

Çünkü siz ve taptıklarınız

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey inkârcılar! Ne siz ne de taptıklarınız.

– Seyyid Kutub

(Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz.

– Diyanet İşleri

مَآ أَنتُمۡ عَلَيۡهِ بِفَٰتِنِينَ ١٦٢

O’na karşı kimseyi meftun edemezsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kimseyi Allah'a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız.

– Seyyid Kutub

(Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz.

– Diyanet İşleri

إِلَّا مَنۡ هُوَ صَالِ ٱلۡجَحِيمِ ١٦٣

Meğer ki cahîme saldıran olsun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak cehenneme girecek olanları kandırırsınız.

– Seyyid Kutub

(Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz.

– Diyanet İşleri

وَمَا مِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٞ مَّعۡلُومٞ ١٦٤

Bizden ise her birimiz için bir makām-ı maʿlum vardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Melekler: «Bizim içimizden herkesin belli makamı vardır.»

– Seyyid Kutub

(Melekler derler ki:) "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır."

– Diyanet İşleri

وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلصَّآفُّونَ ١٦٥

Ve biz, elbette biz o saf dizenleriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız.

– Seyyid Kutub

"Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız."

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu