037 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

۞ فَنَبَذۡنَٰهُ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٞ ١٤٥

Hemen onu sahile attık, hasta idi.

– Ali Fikri Yavuz

وَأَنۢبَتۡنَا عَلَيۡهِ شَجَرَةٗ مِّن يَقۡطِينٖ ١٤٦

Üzerine (gölge vermek için) kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.

– Ali Fikri Yavuz

وَأَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلۡفٍ أَوۡ يَزِيدُونَ ١٤٧

Biz onu yüzbine, hatta daha ziyadesine peygamber göndermiştik.

– Ali Fikri Yavuz

فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ ١٤٨

Nihayet (Yunus peygamberin gaybubetinde azab gören kavmi) ona iman ettiler de onları ömürlerinin sonuna kadar geçindirdik.

– Ali Fikri Yavuz

فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَلِرَبِّكَ ٱلۡبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلۡبَنُونَ ١٤٩

(Ey Rasûlüm), şimdi Mekke halkına sor: “- Kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı?

– Ali Fikri Yavuz

أَمۡ خَلَقۡنَا ٱلۡمَلَٰٓئِكَةَ إِنَٰثٗا وَهُمۡ شَٰهِدُونَ ١٥٠

Yoksa biz, melekleri dişi yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış?

– Ali Fikri Yavuz

أَلَآ إِنَّهُم مِّنۡ إِفۡكِهِمۡ لَيَقُولُونَ ١٥١

Haberin olsun ki, onlar, uydurmalarından dolayı şöyle derler:

– Ali Fikri Yavuz

وَلَدَ ٱللَّهُ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ ١٥٢

“- Allah doğurdu.” Mühahakkak ki onlar (sözlerinde) yalancıdırlar.

– Ali Fikri Yavuz

أَصۡطَفَى ٱلۡبَنَاتِ عَلَى ٱلۡبَنِينَ ١٥٣

(Yoksa Allah), kızları oğullara tercih mi etmiş?

– Ali Fikri Yavuz

مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ ١٥٤

Ne oluyor size, nasıl (bu kadar kötü) hüküm veriyorsunuz?

– Ali Fikri Yavuz

أَفَلَا تَذَكَّرُونَ ١٥٥

(Allah’ın evlâd edinmekten münezzeh olduğunu) hiç de mi düşünmezsiniz?

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu