بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَهَدَيۡنَٰهُمَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلۡمُسۡتَقِيمَ ١١٨

(117-118) Ve ikisine de o açıkça bildiren kitabı verdik. Ve ikisini de dosdoğru yola sevkettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِمَا فِي ٱلۡأٓخِرِينَ ١١٩

Ve sonrakiler arasında da onlar için güzel bir sena bıraktık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

سَلَٰمٌ عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ ١٢٠

Mûsa ve Harun üzerine (bizden) selâm olsun.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ ١٢١

Şüphe yok ki Biz, muhsin olanları böylece mükâfaatlandırırız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُمَا مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١٢٢

Muhakkak ki, ikisi de Bizim mü'minler olan kullarımızdandır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ إِلۡيَاسَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٢٣

Ve şüphe yok ki, İlyas da gönderilmiş (peygamber)lerdendir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦٓ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

O vakit, kavmine demişti ki: «Siz korkmaz mısınız?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَتَدۡعُونَ بَعۡلٗا وَتَذَرُونَ أَحۡسَنَ ٱلۡخَٰلِقِينَ ١٢٥

«Ba'l'e mi tapınırsınız? Ve Hâlikların en güzeline (ibadeti) terk mi edersiniz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱللَّهَ رَبَّكُمۡ وَرَبَّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٢٦

«Sizin de Rabbiniz ve evvelki atalarınızın da Rabbi olan Allah'a (ibadeti mi terkeylersiniz?)»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمۡ لَمُحۡضَرُونَ ١٢٧

O vakit O'nu tekzîp ettiler. Artık onlar da elbette, (azaba) ihzar edilmişlerdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ١٢٨

Allah'ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesna.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00