بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

سَلَٰمٌ عَلَىٰٓ إِبۡرَٰهِيمَ ١٠٩

(108-109) Ve sonrakilerin arasında O'na karşı (bir güzel sena) bıraktık. İbrahim üzerine selâm olsun.

– Ömer Nasuhi Bilmen

كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ ١١٠

İşte muhsin olanları böylece mükâfaatlandırırız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١١

Şüphe yok ki, o mü'min olan kullarımızdandır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَبَشَّرۡنَٰهُ بِإِسۡحَٰقَ نَبِيّٗا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ١١٢

Ve O'nu sâlihlerden bir peygamber olmak üzere İshak ile de müjdeledik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَبَٰرَكۡنَا عَلَيۡهِ وَعَلَىٰٓ إِسۡحَٰقَۚ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحۡسِنٞ وَظَالِمٞ لِّنَفۡسِهِۦ مُبِينٞ ١١٣

Ve onun üzerine ve İshak üzerine bereketler verdik ve ikisinin zürriyetinden muhsin olan da vardır ve nefsine apaçık zulmeden de.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَقَدۡ مَنَنَّا عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ ١١٤

(114-115) Andolsun ki, Mûsa ve Harun üzerine de ihsanda bulunduk. Ve ikisini de ve kavimlerini de pek büyük bir gamdan kurtardık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَنَجَّيۡنَٰهُمَا وَقَوۡمَهُمَا مِنَ ٱلۡكَرۡبِ ٱلۡعَظِيمِ ١١٥

(114-115) Andolsun ki, Mûsa ve Harun üzerine de ihsanda bulunduk. Ve ikisini de ve kavimlerini de pek büyük bir gamdan kurtardık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَنَصَرۡنَٰهُمۡ فَكَانُواْ هُمُ ٱلۡغَٰلِبِينَ ١١٦

Ve onlara yardım ettik. Artık galip olanlar onlar oldular.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَءَاتَيۡنَٰهُمَا ٱلۡكِتَٰبَ ٱلۡمُسۡتَبِينَ ١١٧

(117-118) Ve ikisine de o açıkça bildiren kitabı verdik. Ve ikisini de dosdoğru yola sevkettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَهَدَيۡنَٰهُمَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلۡمُسۡتَقِيمَ ١١٨

(117-118) Ve ikisine de o açıkça bildiren kitabı verdik. Ve ikisini de dosdoğru yola sevkettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِمَا فِي ٱلۡأٓخِرِينَ ١١٩

Ve sonrakiler arasında da onlar için güzel bir sena bıraktık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00