بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ تِجَٰرَةٖ تُنجِيكُم مِّنۡ عَذَابٍ أَلِيمٖ ١٠
Ey imân etmiş olanlar! Size bir ticaret üzerine rehberlik edeyim ki, sizi pek acılı bir azaptan kurtarır.
تُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتُجَٰهِدُونَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمۡوَٰلِكُمۡ وَأَنفُسِكُمۡۚ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ ١١
Allah'a ve O'nun peygamberine imân edersiniz. Ve Allah'ın yolunda mallarınız ile ve nefisleriniz ile mücâhedede bulunursunuz. İşte bu, sizin için çok hayırlıdır. Eğer bilir kimseler oldu iseniz.
يَغۡفِرۡ لَكُمۡ ذُنُوبَكُمۡ وَيُدۡخِلۡكُمۡ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ وَمَسَٰكِنَ طَيِّبَةٗ فِي جَنَّٰتِ عَدۡنٖۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ١٢
Sizin için günahlarınızı yarlığar ve sizi altından ırmaklar akar cennetlere ve Adn cennetlerinde tertemiz konaklara girdirir. Bu ise en büyük bir kurtuluştur.
وَأُخۡرَىٰ تُحِبُّونَهَاۖ نَصۡرٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَفَتۡحٞ قَرِيبٞۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١٣
Ve kendisini sevdiğiniz bir başka (nîmet de) vardır ki, o da Allah'tan bir nusrettir ve yakın bir fetihtir ve müminleri müjdele.
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُونُوٓاْ أَنصَارَ ٱللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ لِلۡحَوَارِيِّـۧنَ مَنۡ أَنصَارِيٓ إِلَى ٱللَّهِۖ قَالَ ٱلۡحَوَارِيُّونَ نَحۡنُ أَنصَارُ ٱللَّهِۖ فَـَٔامَنَت طَّآئِفَةٞ مِّنۢ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ وَكَفَرَت طَّآئِفَةٞۖ فَأَيَّدۡنَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ عَلَىٰ عَدُوِّهِمۡ فَأَصۡبَحُواْ ظَٰهِرِينَ ١٤
Ey imân etmiş olanlar! Allah'ın yardımcıları olun, nasıl ki, Meryem'in oğlu İsa Havarîlere dedi ki: «Allah'a doğru benim yardımcılarım kimlerdir?» Havarîler de dedi ki: «Biz Allah'a yardımcılarız.» Sonra İsrailoğullarından bir zümre imân etti, bir tâife ise kâfir oldu. Sonra imân etmiş olanları, düşmanları üzerine teyid ettik, artık galipler olarak sabahladılar.