بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَقَالُواْ مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالٗا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ ٱلۡأَشۡرَارِ ٦٢

Bir de derler ki: «Biz bayağılardan saydığımız o adamları ne diye görmüyoruz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَتَّخَذۡنَٰهُمۡ سِخۡرِيًّا أَمۡ زَاغَتۡ عَنۡهُمُ ٱلۡأَبۡصَٰرُ ٦٣

Onları alaya aldıydık ya! Yoksa gözler kendilerinden kaydı mı?»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقّٞ تَخَاصُمُ أَهۡلِ ٱلنَّارِ ٦٤

Şüphesiz şu bir gerçektir ki, ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ مُنذِرٞۖ وَمَا مِنۡ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ ٦٥

De ki: «Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim. O tek ve kahredici Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡغَفَّٰرُ ٦٦

O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin çok güçlü, çok bağışlayan Rabbi.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُلۡ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ ٦٧

De ki: «Bu (Kur'an) bir büyük haberdir;

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَنتُمۡ عَنۡهُ مُعۡرِضُونَ ٦٨

Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مَا كَانَ لِيَ مِنۡ عِلۡمِۭ بِٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰٓ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ ٦٩

Benim bir bilgim olmazdı, (insanın yaratılışı hakkında) melekler yüce mecliste tartışırlarken.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِن يُوحَىٰٓ إِلَيَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٌ ٧٠

Fakat ben açık bir uyarıcı olduğum için o bilgi bana vahyolunuyor.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن طِينٖ ٧١

Bir vakit Rabbin meleklere demişti ki: «Haberiniz olsun, Ben bir çamurdan bir insan yaratmaktayım.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ٧٢

Onu şekillendirip ruhumdan ona üfledim mi, derhal ona secdeye kapanın!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00