بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فِيهِمَا عَيۡنَانِ نَضَّاخَتَانِ ٦٦

(66-67) O ikisinde de iki fışkıran pınar vardır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٦٧

(66-67) O ikisinde de iki fışkıran pınar vardır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

فِيهِمَا فَٰكِهَةٞ وَنَخۡلٞ وَرُمَّانٞ ٦٨

O ikisinde her nevi meyve ve hurma ve nar (ağaçları) vardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٦٩

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فِيهِنَّ خَيۡرَٰتٌ حِسَانٞ ٧٠

O cennetlerde hayırlı huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٧١

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

حُورٞ مَّقۡصُورَٰتٞ فِي ٱلۡخِيَامِ ٧٢

(Onlar) Çadırlarda ikamete müdavim hurilerdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٧٣

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَمۡ يَطۡمِثۡهُنَّ إِنسٞ قَبۡلَهُمۡ وَلَا جَآنّٞ ٧٤

Onlara kocalarından evvel ne bir insan ve ne de bir cin dokunmamıştır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٧٥

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ رَفۡرَفٍ خُضۡرٖ وَعَبۡقَرِيٍّ حِسَانٖ ٧٦

(O cennet ehli) Yeşil yastıklara ve pek güzel, nâdir döşemelere yaslanmış (bir halde bulunacak)lardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00