بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٣٦

(35-36) Sizin üzerinize ateşten dumansız bir alev ve alevsiz bir duman gönderilir, artık yardımlaşamıyacaksınızdır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَإِذَا ٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ وَرۡدَةٗ كَٱلدِّهَانِ ٣٧

İşte o zaman ki, gök parçalanır da hemen kızıl deri gibi bir gül olmuş olur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٣٨

Artık Rabbinizin hangi nimetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُسۡـَٔلُ عَن ذَنۢبِهِۦٓ إِنسٞ وَلَا جَآنّٞ ٣٩

İşte o gün ne bir insan ve ne de bir cin günahından sorulmayacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٠

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

يُعۡرَفُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ بِسِيمَٰهُمۡ فَيُؤۡخَذُ بِٱلنَّوَٰصِي وَٱلۡأَقۡدَامِ ٤١

Günahkarlar sîmalarıyla tanınırlar. Artık alınlarıyla ve ayaklarıyla yakalanırlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٢

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

هَٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٤٣

İşte bu, o cehennemdir ki, bunu o gün günahkârlar tekzîb ederler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَطُوفُونَ بَيۡنَهَا وَبَيۡنَ حَمِيمٍ ءَانٖ ٤٤

O cehennemin arasıyla son derece sıcak bir su arasında dolaşacaklardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٥

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلِمَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ جَنَّتَانِ ٤٦

(46-47) Ve Rabbinin makamından korkan kimse için iki cennet vardır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00