055 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يُرۡسَلُ عَلَيۡكُمَا شُوَاظٞ مِّن نَّارٖ وَنُحَاسٞ فَلَا تَنتَصِرَانِ ٣٥

(Kabirlerinizden çıktığınız zaman) üstünüze saf ateşten bir alevle, bir duman salıverilir; (ve onlar, sizi mahşere sevkederler). Onları engelleyib kurtulamazsınız.

– Ali Fikri Yavuz

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٣٦

O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini edersiniz inkâr?

– Ali Fikri Yavuz

فَإِذَا ٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ وَرۡدَةٗ كَٱلدِّهَانِ ٣٧

Artık gök yarılıb da, yağ gibi eriyip kızaran bir gül rengine büründüğü zaman,

– Ali Fikri Yavuz

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٣٨

Rabbinizin hangi nimetlerini sayarsınız yalan?

– Ali Fikri Yavuz

فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُسۡـَٔلُ عَن ذَنۢبِهِۦٓ إِنسٞ وَلَا جَآنّٞ ٣٩

(Semâ yarıldığı zaman, herkes sîmasından tanınacağı için) o gün ne insana, ne cinne günahı sorulmıyacak, (sual mahşerde olacak.)

– Ali Fikri Yavuz

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٠

O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini edersiniz inkâr?

– Ali Fikri Yavuz

يُعۡرَفُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ بِسِيمَٰهُمۡ فَيُؤۡخَذُ بِٱلنَّوَٰصِي وَٱلۡأَقۡدَامِ ٤١

Mücrimler (müşrikler) sîmalarından tanınır da yakalanır perçemleriyle ayaklarından...

– Ali Fikri Yavuz

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٢

O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini sayarsınız yalan?

– Ali Fikri Yavuz

هَٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٤٣

İşte bu, mücrimlerin yalan saydıkları cehennem...

– Ali Fikri Yavuz

يَطُوفُونَ بَيۡنَهَا وَبَيۡنَ حَمِيمٍ ءَانٖ ٤٤

Onlar, bu ateş ile harareti en yüksek dereceye ulaşmış kaynar su arasında dolaşırlar.

– Ali Fikri Yavuz

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٥

O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini edersiniz inkâr?

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu