بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٢٣

(22-23) O ikisinden inci ile mercan çıkar. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَهُ ٱلۡجَوَارِ ٱلۡمُنشَـَٔاتُ فِي ٱلۡبَحۡرِ كَٱلۡأَعۡلَٰمِ ٢٤

Denizde dağlar gibi yapılmış olan büyük gemiler de O'nun içindir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٢٥

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

كُلُّ مَنۡ عَلَيۡهَا فَانٖ ٢٦

Onun üzerinde bulunan herkes fânidir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَيَبۡقَىٰ وَجۡهُ رَبِّكَ ذُو ٱلۡجَلَٰلِ وَٱلۡإِكۡرَامِ ٢٧

Celâl ve ikram sahibi olan Rabbinin zâtı ise bâki kalacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٢٨

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَسۡـَٔلُهُۥ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ كُلَّ يَوۡمٍ هُوَ فِي شَأۡنٖ ٢٩

Göklerde ve yerde her kim var ise O'ndan dilerler. O, her gün bir işle (meşgul)dür.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٣٠

Artık Rabbinizin hangi nimetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

سَنَفۡرُغُ لَكُمۡ أَيُّهَ ٱلثَّقَلَانِ ٣١

Ey ins ve cin! Yakında sizin için teveccüh edeceğiz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٣٢

Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَٰمَعۡشَرَ ٱلۡجِنِّ وَٱلۡإِنسِ إِنِ ٱسۡتَطَعۡتُمۡ أَن تَنفُذُواْ مِنۡ أَقۡطَارِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ فَٱنفُذُواْۚ لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلۡطَٰنٖ ٣٣

Ey cin ve ins cemaatı! Eğer göklerin ve yerin çevrelerinden çıkıp gitmeğe gücünüz yeterse hemen çıkıp gidiniz. Halbuki, bir kuvvet olmadıkça siz çıkıp gidemezsiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00