024 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلَّذِينَ يَرۡمُونَ أَزۡوَٰجَهُمۡ وَلَمۡ يَكُن لَّهُمۡ شُهَدَآءُ إِلَّآ أَنفُسُهُمۡ فَشَهَٰدَةُ أَحَدِهِمۡ أَرۡبَعُ شَهَٰدَٰتِۭ بِٱللَّهِ إِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ٦

Zevcelerine atan kendi nefislerinden başka şâhidleri de olmayan kimseler ise her biri şöyle şehadet etmelidir: Dört şehadet “billahi kendisi şüphesiz sâdıklardan” diye.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eşlerini zina etmekle suçlayan ve bu konuda kendilerinden başka şahit gösteremeyen erkekler, eğer Allah hakkı için doğru söylediklerine ilişkin dört kez yemin ederlerse, tek başlarına yaptıkları bu şahitlik, dört şahitlik yerine geçer.

– Seyyid Kutub

Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir.

– Diyanet İşleri

وَٱلۡخَٰمِسَةُ أَنَّ لَعۡنَتَ ٱللَّهِ عَلَيۡهِ إِن كَانَ مِنَ ٱلۡكَٰذِبِينَ ٧

Beşincisi de “eğer kâziblerden ise muhakkak Allah’ın lâneti boynuna”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Beşinci keresinde de «Eğer yalan söylüyorsam, Allah'ın lanetine uğrayayım» demeleri gerekir.

– Seyyid Kutub

Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir.

– Diyanet İşleri

وَيَدۡرَؤُاْ عَنۡهَا ٱلۡعَذَابَ أَن تَشۡهَدَ أَرۡبَعَ شَهَٰدَٰتِۭ بِٱللَّهِ إِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلۡكَٰذِبِينَ ٨

Kadından azabı dört kere şöyle şehadet etmesi defʿ eder: “Billahi o muhakkak yalancılardan”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat suçlanan kadının «Allah hakkı için kocam yalan söylüyor» diye kendi adına dört kez şahitlik etmesi, kendisini cezaya çarpılmaktan kurtarır.

– Seyyid Kutub

Kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah'ı dört defa şahit getirmesi (Allah adına yemin etmesi), beşinci defada da eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından cezayı kaldırır.

– Diyanet İşleri

وَٱلۡخَٰمِسَةَ أَنَّ غَضَبَ ٱللَّهِ عَلَيۡهَآ إِن كَانَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ٩

Beşincisi de “eğer o sâdıklardan ise muhakkak Allah’ın gazabı kendinin üzerinedir”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böyle bir kadının beşinci defasında da «Eğer kocamın söylediği doğru ise Allah'ın laneti üzerime olsun» demesi gerekir.

– Seyyid Kutub

Kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah'ı dört defa şahit getirmesi (Allah adına yemin etmesi), beşinci defada da eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından cezayı kaldırır.

– Diyanet İşleri

وَلَوۡلَا فَضۡلُ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ وَرَحۡمَتُهُۥ وَأَنَّ ٱللَّهَ تَوَّابٌ حَكِيمٌ ١٠

Ya olmasa idi üzerinizde Allah’ın fazl u rahmeti, ve hakikat Allah’ın Hakîm bir Tevvâb olması!...

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer Allah'ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı, eğer O tövbelerin kabul edicisi ve hikmet sahibi olmasaydı, acaba haliniz ne olurdu?

– Seyyid Kutub

Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tövbeleri kabul eden, hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu?

– Diyanet İşleri

إِنَّ ٱلَّذِينَ جَآءُو بِٱلۡإِفۡكِ عُصۡبَةٞ مِّنكُمۡۚ لَا تَحۡسَبُوهُ شَرّٗا لَّكُمۖ بَلۡ هُوَ خَيۡرٞ لَّكُمۡۚ لِكُلِّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُم مَّا ٱكۡتَسَبَ مِنَ ٱلۡإِثۡمِۚ وَٱلَّذِي تَوَلَّىٰ كِبۡرَهُۥ مِنۡهُمۡ لَهُۥ عَذَابٌ عَظِيمٞ ١١

Haberiniz olsun ki ifk ile gelenler içinizden bir takımdır; onu hakkınızda bir şer sanmayın, belki o hakkınızda bir hayırdır. Onlardan her kişiye o vebalden kazandığı, büyüğüne tasaddî eden, ona da büyük bir azab vardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O ağır iftirayı ortaya atanlar, sizden bir gruptur. Bu olayı kendiniz için kötü bir şey sanmayınız. Tersine o sizin için iyidir. O grubun içinde bulunan herkes payına düşen günahın cezasını görecektir. Suçun büyük bölümünü omuzlarında taşıyan o grubun elebaşısı ise büyük bir azaba çarpılacaktır.

– Seyyid Kutub

O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek) o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.

– Diyanet İşleri

لَّوۡلَآ إِذۡ سَمِعۡتُمُوهُ ظَنَّ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتُ بِأَنفُسِهِمۡ خَيۡرٗا وَقَالُواْ هَٰذَآ إِفۡكٞ مُّبِينٞ ١٢

Ne vardı onu işittiğiniz vakit erkek ve kadın mü’minler kendi kendilerine hüsn-i zan etselerdi de “bu açık bir ifktir” deselerdi ya.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O iftirayı işittiğinizde erkek kadın bütün mü'minlerin, kendileri hakkında hüsn-ü zan besleyerek, özlerine leke kondurmaya yanaşmayarak «Bu apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi?

– Seyyid Kutub

Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de, "Bu apaçık bir iftiradır" deselerdi ya!

– Diyanet İşleri

لَّوۡلَا جَآءُو عَلَيۡهِ بِأَرۡبَعَةِ شُهَدَآءَۚ فَإِذۡ لَمۡ يَأۡتُواْ بِٱلشُّهَدَآءِ فَأُوْلَٰٓئِكَ عِندَ ٱللَّهِ هُمُ ٱلۡكَٰذِبُونَ ١٣

Ona dört şâhid getirselerdi ya, mâdem ki şâhid getiremediler o hâlde onlar Allah indinde yalancılardan ibarettirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu konuda dört şahit göstermeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri gösteremediler, o halde onlar Allah katında yalancıların ta kendileridirler.

– Seyyid Kutub

Onlar (iftiracılar) bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi ya! Madem ki şahit getirmediler; işte onlar Allah yanında yalancıların ta kendileridir.

– Diyanet İşleri

وَلَوۡلَا فَضۡلُ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ وَرَحۡمَتُهُۥ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِ لَمَسَّكُمۡ فِي مَآ أَفَضۡتُمۡ فِيهِ عَذَابٌ عَظِيمٌ ١٤

Eğer dünya ve âhirette Allah’ın fazl u rahmeti üzerinizde olmasa idi o daldığınız yaygarada size mutlak büyük bir azab dokunurdu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı, yoğun dedikodu yaptığınız bu iftiradan dolayı büyük bir azaba çarpılırdınız.

– Seyyid Kutub

Eğer size dünya ve ahirette Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!

– Diyanet İşleri

إِذۡ تَلَقَّوۡنَهُۥ بِأَلۡسِنَتِكُمۡ وَتَقُولُونَ بِأَفۡوَاهِكُم مَّا لَيۡسَ لَكُم بِهِۦ عِلۡمٞ وَتَحۡسَبُونَهُۥ هَيِّنٗا وَهُوَ عِندَ ٱللَّهِ عَظِيمٞ ١٥

O sırada ki dillerinizle telakkī ediyordunuz ve ağızlarınızla hiçbir ilminiz olmayan bir şey söylüyor ve onu kolay sanıyordunuz; hâlbuki o Allah yanında büyük bir vebâl.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani bu iftirayı dilden dile yayıyordunuz. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bu söylentiyi rastgele ağızlarınızda geveliyordunuz. Yaptığınız kötülüğü önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında ağır bir suçtu.

– Seyyid Kutub

Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.

– Diyanet İşleri

وَلَوۡلَآ إِذۡ سَمِعۡتُمُوهُ قُلۡتُم مَّا يَكُونُ لَنَآ أَن نَّتَكَلَّمَ بِهَٰذَا سُبۡحَٰنَكَ هَٰذَا بُهۡتَٰنٌ عَظِيمٞ ١٦

Onu işittiğiniz vakit, “bunu söylemek bize gerekmez, hâşâ bu bir büyük bühtandır” desenizdi ya.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu işittiğiniz zaman «Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Haşa Allah'a! Bu ağır bir iftiradır» demeniz gerekmez miydi?

– Seyyid Kutub

Bu iftirayı işittiğiniz vakit, "Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım! Bu çok büyük bir iftiradır" deseydiniz ya!

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu