053 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ ٤٥

Gerçekten O’dur, erkeği ve dişiyi iki eş yaratan;

– Ali Fikri Yavuz

مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ ٤٦

Bir meniden, (mahalline) ekildiği zaman...

– Ali Fikri Yavuz

وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ ٤٧

Elbette O’na aittir, ölüleri diriltmek.

– Ali Fikri Yavuz

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ ٤٨

Doğrusu zengin eden, sermaye veren O...

– Ali Fikri Yavuz

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ ٤٩

Gerçekten (Huza’a kabilesinin tapındığı) Şi’ra yıldızının Rabbi O’dur...

– Ali Fikri Yavuz

وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ ٥٠

Doğrusu, O helâk etti evvel ki Âd kavmini...

– Ali Fikri Yavuz

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ ٥١

Semûd’u da (helâk etti ve onlardan) hiç bırakmadı.

– Ali Fikri Yavuz

وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ ٥٢

(Âd ve Semûd kavimlerinden) daha evvel de Nûh’un kavmini...Çünkü onlar pek zalimdiler, pek azgındılar.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ ٥٣

(Yerin dibine geçen Lût kavmine ait) kasabaları da kaldırıb yere çarptı;

– Ali Fikri Yavuz

فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ ٥٤

Öyle ki, onlara sardırdığı musibeti sardırdı!...

– Ali Fikri Yavuz

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ ٥٥

(Ey insan!) şimdi Rabbinin hangi nimetine karşı şüphe edersin?

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu