بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلَّذِينَ يَجۡتَنِبُونَ كَبَٰٓئِرَ ٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَۚ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلۡمَغۡفِرَةِۚ هُوَ أَعۡلَمُ بِكُمۡ إِذۡ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَإِذۡ أَنتُمۡ أَجِنَّةٞ فِي بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡۖ فَلَا تُزَكُّوٓاْ أَنفُسَكُمۡۖ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ ٣٢

Onlar ki günahın büyüklerinden (vebalden) ve çirkef davranışlardan kaçınırlar, ancak ufak tefek kusurlar hariç; şüphesiz ki, Rabbin geniş mağfiretlidir. O sizin her halinizi en iyi bilendir, sizi topraktan meydana getirdiğinde ve sizler analarınızın karınlarında cenin halinde iken. Şimdi nefislerinizi temize çıkarmaya kalkışmayın! O'dur en iyi bilen günahtan korkup sakınanı!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي تَوَلَّىٰ ٣٣

Şimdi gördün ya, o haktan yüz çevireni?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ ٣٤

Biraz verip de dayatıvereni?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ ٣٥

Gaybın bilgisi yanında da görüyor mu?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ ٣٦

Yoksa haber mi verilmedi Musa'nın sahifelerinde yazılı olanlar?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ ٣٧

Ve çok vefakar olan İbrahim'inkindeki?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ ٣٨

Ki, doğrusu hiçbir günahkar başkasının günahını çekecek değildir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ ٣٩

Doğrusu insanın çalıştığından başkası kendinin değildir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ ٤٠

Ve elbette çalışması yarın görülecek,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ ٤١

Sonra ona en değerli mükafat verilecek.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ ٤٢

Ve elbette sonunda Rabbine gidilecektir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00