بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ ١٥

ki, Cennetu'l-Me'va onun yanındadır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ ١٦

O zaman ki, o Sidre'yi bürüyen bürüyordu.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ ١٧

Göz ne şaştı, ne (de sınırı) aştı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ ١٨

Andolsun ki, Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ ١٩

Siz de gördünüz değil mi Lat ve Uzza'yı?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰٓ ٢٠

Üçüncü olarak da öteki Menat'ı?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلۡأُنثَىٰ ٢١

Size erkek, O'na dişi öylemi?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

تِلۡكَ إِذٗا قِسۡمَةٞ ضِيزَىٰٓ ٢٢

Öyle ise bu çok hayıflı (haksız) bir taksim!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنۡ هِيَ إِلَّآ أَسۡمَآءٞ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهۡوَى ٱلۡأَنفُسُۖ وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلۡهُدَىٰٓ ٢٣

Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığı kuru isimlerdir. Allah onlara öyle bir saltanat indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerinin sevdasına uyuyorlar. Oysa Rablerinden kendilerine doğru yolu gösteren geldi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَمۡ لِلۡإِنسَٰنِ مَا تَمَنَّىٰ ٢٤

Yoksa insana her kurduğu hülya mı var?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَلِلَّهِ ٱلۡأٓخِرَةُ وَٱلۡأُولَىٰ ٢٥

Ama ahiret ve dünya Allah'ındır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00