بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَىٰ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ مِن شَيۡءٖ يَتَفَيَّؤُاْ ظِلَٰلُهُۥ عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَٱلشَّمَآئِلِ سُجَّدٗا لِّلَّهِ وَهُمۡ دَٰخِرُونَ ٤٨

Allah'ın yarattığı herhangi bir şeyi görmediler mi ki, onun gölgesi Allah için mütevaziyane bir halde secde ederek sağa ve sol taraflara eğiliverir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلِلَّهِۤ يَسۡجُدُۤ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ مِن دَآبَّةٖ وَٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ وَهُمۡ لَا يَسۡتَكۡبِرُونَ ٤٩

Ve Allah için göklerde olanlar ve canlı yürür şeylerden yerde olanlar ve melekler secde ederler ve onlar kibirlenmezler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَخَافُونَ رَبَّهُم مِّن فَوۡقِهِمۡ وَيَفۡعَلُونَ مَا يُؤۡمَرُونَ۩ ٥٠

Üzerlerinde hakîm olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

۞ وَقَالَ ٱللَّهُ لَا تَتَّخِذُوٓاْ إِلَٰهَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِۖ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ فَإِيَّٰيَ فَٱرۡهَبُونِ ٥١

Ve Allah buyurmuştur ki, «İki ilâh ittihaz etmeyiniz; O ancak bir ilâhtır. Artık yalnız Benden korkunuz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَهُ ٱلدِّينُ وَاصِبًاۚ أَفَغَيۡرَ ٱللَّهِ تَتَّقُونَ ٥٢

Ve göklerde ve yerde ne varsa O'nun içindir ve din de daima O'nun içindir. (Bu böyle iken siz) Allah'ın gayrısından mı korkarsınız?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا بِكُم مِّن نِّعۡمَةٖ فَمِنَ ٱللَّهِۖ ثُمَّ إِذَا مَسَّكُمُ ٱلضُّرُّ فَإِلَيۡهِ تَجۡـَٔرُونَ ٥٣

Size gelen her nîmet, Allah'tandır. Sonra size bir zarar dokunduğu zaman ancak O'na seslerinizi kaldırıp sığınırsınız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ إِذَا كَشَفَ ٱلضُّرَّ عَنكُمۡ إِذَا فَرِيقٞ مِّنكُم بِرَبِّهِمۡ يُشۡرِكُونَ ٥٤

Sonra sizden o zararı açtığı vakit o an sizden bir tâife Rablerine şerik koşarlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡۚ فَتَمَتَّعُواْ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ ٥٥

Kendilerine verdiğimiz şeylere karşı nankörlükte bulunmak için (öyle harekette bulunurlar) Artık bir mühlet menfaatlenedurunuz; fakat yakında bileceksiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَيَجۡعَلُونَ لِمَا لَا يَعۡلَمُونَ نَصِيبٗا مِّمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡۗ تَٱللَّهِ لَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَفۡتَرُونَ ٥٦

Ve kendilerini merzûk ettiğimiz şeylerden bilmez nesneler için bir hisse ayırırlar. Allah'a kasem olsun ki, iftira eder olduğunuz şeyden dolayı elbette mes'ul olacaksınız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ ٱلۡبَنَٰتِ سُبۡحَٰنَهُۥ وَلَهُم مَّا يَشۡتَهُونَ ٥٧

Ve Allah için kızlar isnat edinirler. Hâşâ! O münezzehtir. Kendileri için ise arzu ettiklerini (isnat ederler).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُم بِٱلۡأُنثَىٰ ظَلَّ وَجۡهُهُۥ مُسۡوَدّٗا وَهُوَ كَظِيمٞ ٥٨

Onlardan biri kız ile müjdelenince pürgayz olarak yüzü simsiyah kesilir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00