016 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَا ذَرَأَ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُخۡتَلِفًا أَلۡوَٰنُهُۥٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَذَّكَّرُونَ ١٣

Daha sizin için Arz’da muhtelif renklerle yarattıkları neler var; elbette bunda tezekkür edecek bir kavim için bir âyet var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O yeryüzünde yarattığı çeşitli türdeki varlıkları da sizin yararınıza sundu. Bunda öğüt alan kimselere ibret dersi vardır.

– Seyyid Kutub

Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır.

– Diyanet İşleri

وَهُوَ ٱلَّذِي سَخَّرَ ٱلۡبَحۡرَ لِتَأۡكُلُواْ مِنۡهُ لَحۡمٗا طَرِيّٗا وَتَسۡتَخۡرِجُواْ مِنۡهُ حِلۡيَةٗ تَلۡبَسُونَهَاۖ وَتَرَى ٱلۡفُلۡكَ مَوَاخِرَ فِيهِ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ ١٤

Yine O’dur ki O, denizi teshir etmiştir ki ondan taze bir et yiyesiniz ve içinden giyeceğiniz bir ziynet çıkarasınız. Gemileri de görürsün ki onda yara yara akar giderler, hem fazlından nasib arayasınız diye hem de gerek ki şükredesiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O denizi de yararınıza sundu ki, oradan elde edilen taze etler yiyesiniz ve diplerinden süs olarak kullanacağınız takılar çıkarasınız; gemilerin, dalgaları yara yara denizde süzüldüklerini görürsün. Nimetlerini araştırasınız ve ola ki, kendisine şükredesiniz diye Allah, denizi yararınıza sundu.

– Seyyid Kutub

O, taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize verendir. Gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün. (Bütün bunlar) O’nun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz içindir.

– Diyanet İşleri

وَأَلۡقَىٰ فِي ٱلۡأَرۡضِ رَوَٰسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمۡ وَأَنۡهَٰرٗا وَسُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ ١٥

Hem Arz’da ağır baskılar bıraktı ki sizi çalkar diye, hem de nehirler ve yollar, gerek ki doğru gidesiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah, yeryüzünde sarsılmayasınız diye köklü dağlar, yolunuzu şaşırmayasınız diye nehirler ve yollar meydana getirdi.

– Seyyid Kutub

(15-16) Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.

– Diyanet İşleri

وَعَلَٰمَٰتٖۚ وَبِٱلنَّجۡمِ هُمۡ يَهۡتَدُونَ ١٦

Ve alâmetler, yıldızla da onlar yol doğrulturlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çeşitli yol işaretleri de varetti. İnsanlar yıldızlar aracılığı ile de yönlerini belirler.

– Seyyid Kutub

(15-16) Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.

– Diyanet İşleri

أَفَمَن يَخۡلُقُ كَمَن لَّا يَخۡلُقُۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ ١٧

İmdi yaratan yaratamayana benzer mi? Artık siz bir tezekkür etmez misiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

Şu hâlde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz?

– Diyanet İşleri

وَإِن تَعُدُّواْ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ لَا تُحۡصُوهَآۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ ١٨

Hâlbuki Allah’ın nimetini saysanız ihsâ edemezsiniz, her hâlde Allah çok Gafûr, çok Rahîm’dir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer Allah'ın nimetlerini sayacak olursanız bitiremezsiniz. Hiç kuşkusuz Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.

– Seyyid Kutub

Hâlbuki Allah’ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

– Diyanet İşleri

وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعۡلِنُونَ ١٩

Hem Allah neyi sır tutar, neyi ilan ederseniz hepsini bilir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah, gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir.

– Seyyid Kutub

Allah, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilir.

– Diyanet İşleri

وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ لَا يَخۡلُقُونَ شَيۡـٔٗا وَهُمۡ يُخۡلَقُونَ ٢٠

Allah’tan başka yalvardıklarınız ise hiçbir şey yaratamazlar, hâlbuki kendileri yaratılıp duruyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Müşriklerin Allah'ı bir yana bırakarak taptıkları düzmece ilahlar hiçbir şey yaratamazlar: tersine kendileri birer yaratıktırlar.

– Seyyid Kutub

Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar.

– Diyanet İşleri

أَمۡوَٰتٌ غَيۡرُ أَحۡيَآءٖۖ وَمَا يَشۡعُرُونَ أَيَّانَ يُبۡعَثُونَ ٢١

Hep ölüdürler, bizzat hayy değildirler; ne zaman ba‘s olunacaklarına da şuurları yoktur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar cansızdırlar, canları yoktur. Kendilerine tapanların ne zaman yeniden diriltileceklerini bilmezler.

– Seyyid Kutub

Onlar, diri olmayan cansız varlıklardır! Ne zaman dirileceklerinin de şuuruna varamazlar.

– Diyanet İşleri

إِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۚ فَٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ قُلُوبُهُم مُّنكِرَةٞ وَهُم مُّسۡتَكۡبِرُونَ ٢٢

İlâhınız bir tek ilâhtır, öyle iken âhirete inanmayanlar kendilerini büyüksündüklerinden dolayı kalbleri münkirdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İlahınız tek ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri inkârcıdır, onlar gerçeğe set çevirmiş, kendini beğenmişlerdir.

– Seyyid Kutub

Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.

– Diyanet İşleri

لَا جَرَمَ أَنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُسۡتَكۡبِرِينَ ٢٣

Şüphe yok ki Allah onların ne gizlediklerini, ne açıkladıklarını hep bilir, her hâlde O kibirlenenleri sevmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hiç kuşkusuz Allah, onların gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir; O gerçeğe sırt çeviren kendini beğenmişleri kesinlikle sevmez.

– Seyyid Kutub

Şüphe yok ki Allah, onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları hiç sevmez.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu