بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنۡ عَاقَبۡتُمۡ فَعَاقِبُواْ بِمِثۡلِ مَا عُوقِبۡتُم بِهِۦۖ وَلَئِن صَبَرۡتُمۡ لَهُوَ خَيۡرٞ لِّلصَّٰبِرِينَ ١٢٦

Ve eğer bir kimseye ikabta bulunacak iseniz, kendisiyle ikaba uğramış olduğunuz şeyin misliyle ikabta bulunun ve eğer sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱصۡبِرۡ وَمَا صَبۡرُكَ إِلَّا بِٱللَّهِۚ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَلَا تَكُ فِي ضَيۡقٖ مِّمَّا يَمۡكُرُونَ ١٢٧

Ve sabret ve senin sabrın da ancak Allah'ın inâyetiyledir ve onlara karşı mahzun olma ve yapar oldukları hilekârane hareketten dolayı üzüntüye düşme.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْ وَّٱلَّذِينَ هُم مُّحۡسِنُونَ ١٢٨

Şüphe yok ki, Allah Teâlâ ittikada bulunanlar ile ve daimi ihsanda bulunanlar ile (rahmet ve inâyeti itibariyle) beraberdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00