077 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٢٨

(Bütün bu nimetleri) inkâr edenlerin o gün vay haline!...

– Ali Fikri Yavuz

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ٢٩

(Kıyameti inkâr edenlere o gün şöyle denir): Haydi (dünyada) yalan saydığınız azaba gidin.

– Ali Fikri Yavuz

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ ٣٠

(Ey inkârcılar topluluğu!) Haydi cehennemin üç çatallı duman gölgesine gidin.

– Ali Fikri Yavuz

لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ ٣١

Ne gölgelendirir, ne alevden korur, (sırf size bir azab...)

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ ٣٢

Zira o ateş, öyle kıvılcımlar atar ki, her biri saray gibi...

– Ali Fikri Yavuz

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ ٣٣

(Renk ve çokluk bakımından) sanki o kıvılcımlar, sarı deve sürüleri...

– Ali Fikri Yavuz

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٤

(Bu hali) yalan sayanların, o gün vay haline!...

– Ali Fikri Yavuz

هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ ٣٥

Bugün, dilleri tutulacak gündür, (inkârcıların)...

– Ali Fikri Yavuz

وَلَا يُؤۡذَنُ لَهُمۡ فَيَعۡتَذِرُونَ ٣٦

Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesinler.

– Ali Fikri Yavuz

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٧

(Bugünü) inkâr edenlerin, o gün vay haline!...

– Ali Fikri Yavuz

هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِۖ جَمَعۡنَٰكُمۡ وَٱلۡأَوَّلِينَ ٣٨

Bu, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) fâsıl günü, sizi ve evvelki ümmetleri topladık.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu