077 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ كِفَاتًا ٢٥

Arzı bir toplanma yeri yapmadık mı,

– Ali Fikri Yavuz

أَحۡيَآءٗ وَأَمۡوَٰتٗا ٢٦

Hem dirilere, hem ölülere?

– Ali Fikri Yavuz

وَجَعَلۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ شَٰمِخَٰتٖ وَأَسۡقَيۡنَٰكُم مَّآءٗ فُرَاتٗا ٢٧

Orada yerli yerinde sabit yüce dağlar yerleştirip de size tatlı bir su içirmedik mi?

– Ali Fikri Yavuz

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٢٨

(Bütün bu nimetleri) inkâr edenlerin o gün vay haline!...

– Ali Fikri Yavuz

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ٢٩

(Kıyameti inkâr edenlere o gün şöyle denir): Haydi (dünyada) yalan saydığınız azaba gidin.

– Ali Fikri Yavuz

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ ٣٠

(Ey inkârcılar topluluğu!) Haydi cehennemin üç çatallı duman gölgesine gidin.

– Ali Fikri Yavuz

لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ ٣١

Ne gölgelendirir, ne alevden korur, (sırf size bir azab...)

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ ٣٢

Zira o ateş, öyle kıvılcımlar atar ki, her biri saray gibi...

– Ali Fikri Yavuz

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ ٣٣

(Renk ve çokluk bakımından) sanki o kıvılcımlar, sarı deve sürüleri...

– Ali Fikri Yavuz

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٤

(Bu hali) yalan sayanların, o gün vay haline!...

– Ali Fikri Yavuz

هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ ٣٥

Bugün, dilleri tutulacak gündür, (inkârcıların)...

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu