بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَٱلۡمُرۡسَلَٰتِ عُرۡفٗا ١
Kasem olsun o urf için gönderilenlere
Dalga dalga salınanlara,
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
فَٱلۡعَٰصِفَٰتِ عَصۡفٗا ٢
derken büküp devirenlere
Kasırga gibi esip savuranlara,
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
وَٱلنَّٰشِرَٰتِ نَشۡرٗا ٣
ve neşrederek yayanlara
Her yana dağıtanlara,
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
فَٱلۡفَٰرِقَٰتِ فَرۡقٗا ٤
derken seçip ayıranlara
Doğruyu eğriden kesin çizgilerle ayıranlara,
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
فَٱلۡمُلۡقِيَٰتِ ذِكۡرًا ٥
sonra bir öğüt bırakanlara
İlahi mesajı peygamberlere iletenlere andolsun.
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
عُذۡرًا أَوۡ نُذۡرًا ٦
gerek özr için olsun gerek inzar
Ya bahaneleri boşa çıkarmak ya da uyarmak amacı ile,
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٞ ٧
her hâlde size vaad olunan muhakkak olacaktır.
Size söz verilen kıyamet kesinlikle kopacaktır.
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتۡ ٨
Hani o yıldızlar silindiği vakit
Yıldızlar karardığı zaman,
Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,
وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ ٩
ve o semâ açıldığı vakit
Gök parçalandığı zaman,
Gök yarıldığı zaman,
وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ ١٠
ve o dağlar savrulduğu vakit
Dağlar ufalanıp dağıldığı zaman,
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,
وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ ١١
ve o elçiler mîkatlarına erdirildiği vakit
Peygamberlerin tanıklık sıraları geldiği zaman,
Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).